Bir gece Çernobil’de patlama olur ve barışçıl nükleer enerji olarak adlandırılan nükleer santral halkın ve doğanın kabusu olur.
Kahraman olma dürtüsüyle yetiştirilenler, patlamanın kendilerini nasıl etkileyeceğini düşünmeksizin bölgede çalışmalara katılmışlardır. Gönüllü olmayanlarsa parti tehdidiyle hareket etmek zorunda kalmıştır. Gönüllüler kendilerini düşünmenin egoistlik olacağına inanıyorlardı. Onlara göre kendilerinden daha değerli bildikleri şeyler için fedakarlık yapmak gerekliydi.
Bu patlama sonrası yaşananlar, 2. Dünya Savaşı’nda yaşananlarla kıyaslanmış, bir savaş gibi gözyaşı ve kayıplara neden olmuştur.
Bölgedeki hayvanlar da radyasyona maruz kaldıkları için öldürülmüşler, özellikle evcil hayvanlarından ayrılmak istemeyen, geri dönmeyi planlayan insanlar için de bu durumun yıkıcı etkisi olmuştur.