Gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum. Okurken tüylerim diken diken oldu. Ben böyle hikayeler ne gördüm ne duydum. Üstelik bu hikayeler Çernobil felaketini bizzat yaşayan insanların ağzından anlatıldığı için hayran kalmamak elde değil. Zaten kitap 20 yılda yazılmış. Yani ne kadar kaynak varsa hepsi tek tek toplanmış ve bizim önümüze kadar gelmiş.
Temizlik işçileri,itfaiye çalışanları, onların eşleri, çocukları, Çernobil 'i görmemiş fakat sonrasında doğmuş çocuklar... Aklınıza ne gelirse, hepsi bu kitapta mevcut. En çok da insan hayvanlara ve çocuklara üzülüyor. Ama genel olarak bakarsak çok korkunç. Kimsenin suçu yoktu. En azından suçu olmayan insanlar çok fazlaydı ama alınmayan önlemler, anlık hatalar, yüzlerce, binlerce hatta milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu. Ki bence hala sebep olmakta...
Bu kitabı defalarca okuyabilirim. Muhteşem bir şeydi. Ayrıca Svetlena Aleksiyaviç'in başka kitapları da var, bu konu üzerinde. Sanırım bütün kitaplarını alıp sırayla okuyacağım. Bu kitabı sevdim demek büyük haksızlık olur. Bayıldım ve çok etkisinde kaldım. Kitap bittikten sonra kabusu yaştmayan bir rüya gördüm. Bir de bizim başımıza gelse? O zaman kim bilir her günümüz, nasıl kabusa dönüşürdü?