Dıyâ-ül Kulûb

Cevâb Veremedi

Harputlu İshak Efendi

Cevâb Veremedi Quotes

You can find Cevâb Veremedi quotes, Cevâb Veremedi book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Ne garîbdir ki, hıristiyan fırkaları Îsâ aleyhisselâma, (Allahın oğlu) ve (Aynen Allah) dedikleri hâlde, Onun öldürüldüğünü ve asıldığını kabûl ederler.
Sayfa 297Kitabı okudu
İngilizler birinci cihan harbinde, şark cebhesinde ele geçirdikleri esîrleri Mısrda büyük kamplarda toplamışlardı. Bu müslimânlara zorla, büyük havuzlarda banyo yapdırmışlardır. Bu havuzların suyuna (göztaşı) karışdırmışlar ve memleketlerine dönen bu esîrlerin gözleri dahâ sonra kör olmuşdur.
Sayfa 248Kitabı okudu
Reklam
...insan, Allahü teâlânın yaratdığı mahlûkların en şereflisi olup, yaratılışda, ya’nî insanlıkda, hiç birisinin diğerinden farkı yokdur. Maddî makâm ve rütbeler ise, insanın mâhiyyetini değişdiremez.
Sayfa 223Kitabı okudu
İslâm devletlerinin kurulması ve yayılması, aslâ saldırmakla, öldürmekle olmadı. Bu devletleri ayakda tutan, yaşatan, büyük ve başlıca kuvvet, îmân, adâlet, doğruluk ve fedâkârlık kudreti idi.
Hıristiyanlık inancının esası olan Kitab-ı Mukaddes , Eski Ahit ve Yeni Ahit ismiyle ikiye ayrılır. Eski Ahit, Semavi kitap olan Tevrat'tan alınan parçalar ile Beni İsrail peygamberlerine isnat edilen hikayelerden meydana gelmiştir. Yeni Ahit ise İncil denilen dört kitap ile bazı havarilerin ve Pavlos'un etrafındaki yerlere gönderdiği iddia edilen bazı mektuplardan, risalelerden ibarettir.
Sayfa 40 - Hakikat YayıncılıkKitabı okudu
Cihâdın edebleri ve farzları vardır:
1 — Harbden önce, uygun bir lisân ile, kâfirlere islâm dînini kabûl etmeleri teklîf olunur. Ya’nî, islâm dîninin, dinlerin en mükemmeli ve en üstünü olduğu ve Allahü teâlânın bir olup, benzeri ve şerîki bulunmadığı ve Muhammed aleyhisselâmın Allahü teâlânın kulu ve Onun tarafından gönderilmiş hak Resûlü olduğu, münâsib bir lisân ile anlatılır.
Sayfa 267Kitabı okudu
Reklam
Zümer Suresi'nin dokuzuncu ayetinde mealen " Bilenle bilmeyen hiç bir olur mu? Bilen elbette kıymetlidir." buyurulmuştur.
Sayfa 35 - Hakikat Yayınları
İlm ve terbiye, bir dereceye kadar insanın nefsinin tabî’î arzûlarının îcâbını önliyebilir. Fekat ilk fırsatda, insan nefsinin tabîatı îcâbı olan arzûlar, temâmen meydâna çıkıp, terbiye bir tarafda kalır. Sa’dî-i Şîrâzînin şu sözü ne güzeldir: (Aç bir zındığın, hiç bir kimsenin bulunmadığı bir sofrada, ramezânda olduğunu düşüneceğine inanılır mı?)
Sayfa 287Kitabı okudu
Dinde güçlük yokdur.
Bir kimsenin vücûdunda hastalık olur da, abdest almak, ya’nî su ile yıkanmak sıhhatine zararlı olursa, teyemmüm edebilir. Çünki asl maksad sâdece el, yüz ve ayak yıkamak değil, kalbin tasfiyesi [ya’nî Allahü teâlânın huzûruna durmak için bir hâzırlık ve Allahü teâlâyı hâtırlamak]dır. Zarûret hâllerinde, islâmiyyet aslâ güçlük teklîf etmez, güçlüğü emr etmez. Nitekim hadîs-i şerîfde, (Dinde güçlük yokdur) buyurulmuşdur. Kur’ân-ı kerîmde Bekara sûresinin ikiyüzseksenaltıncı âyetinde meâlen: (Allahü teâlâ insana gücü yetmiyeceği şeyi teklîf etmez) buyurulmuşdur. Ya’nî, Allahü teâlâ, bir nefse, gücü yetebileceği, yapabileceği şeyi emr eder, yapamıyacağını emr etmez.
Sayfa 218Kitabı okudu
Müslimânlar, feth etdikleri yerlerdeki gayr-i müslimlerden cizye almışlardır. Bu cizye onların mallarını, canlarını, nâmûslarını ve dinlerini korudukları için, müslimânların yapdıkları mu’azzam masraflara karşılık aldıkları az bir ücretdir ki, bunun da çeşidli şartları vardır.Cizye olarak alınan paraların, hayr işlerinde kullanılması emr olunmuşdur.
Sayfa 247Kitabı okudu
147 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.