Cevdet Bey ve Oğulları

Orhan Pamuk

En Eski Cevdet Bey ve Oğulları Sözleri ve Alıntıları

En Eski Cevdet Bey ve Oğulları sözleri ve alıntılarını, en eski Cevdet Bey ve Oğulları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kapıdan çıkarken, kadına sevgiyle değil, onu bırakmak zorunda kaldığı için acıyarak gülümsediğini anladı ve rahatsız oldu. Bir şey söylemiş olmak için döndü: “Akşamüzeri belki geç kalırım,” dedi, ama vicdanındaki yükü hafifletemedi.
Demek, boş yere içmişim! Tabii içtim. Çünkü ancak içki gemleyebiliyordu beni. Benim kafam seninki gibi küçük hesaplarla değil, nefretle, öfkeyle dolu. Sen bunu anlayamazsın! Öfke nedir sen biliyor musun? Ben öfke duydum. Benim için en değerli şey buydu. Nefret ettim, iğrendim, hepsi yıkılsın istedim. Hepsinden önemlisi, bu öfkem soğumasın istedim. Bunu başardım! Sen ise hayranlık ve özlem duydun. Hayran olduğun şeylere ulaşmak için de anlamaya çalıştın. Ben anlamak istemiyorum! Anlayan öfke duyamaz! Ben oysa...” Birden sustu... Başını yastıktan kaldırdı. “Ben oysa aptalın tekiyim. Bu halimde bile gururlanacak bir şey buluyorum! Kendini beğenmiş bir aptal! Aptal gibi de ölüyorum!.. Akıllılar bir yolunu bulup yaşar... Aptallar da ölür...
Reklam
Birden Muhittin bağırdı: “Sen, gülünç olma korkusundan bir şey yapamayanlardansın! Bir şey yapmaktan, bu yaptığın şey gülünç, bayağı, yüzeysel bulunur, diye ödün kopuyor! Onun için bir şey yapamıyorsun. Kimse senin hakkında bir şey düşünsün istemiyorsun. Bayağı olmaktan korkuyorsun ama çirkin olmaktan korkun yok! Niye? Düşündün mü bunları hiç?” Ömer alaycı bir gülümseyişle: “Sahi hiç düşünmemiştim!” dedi. Ama Muhittin onu yaraladığını anladı. Haklı olduğunu da hissederek: “Niye gülünç olmaktan bu kadar korkuyorsun da, çirkin ve haksız olmaktan korkmuyorsun?” dedi. “Evet, belki benim de bir zamanlar dediğim gibi, zeki olmak en önemli şey senin için... Ama niye bir şey yapmak seni aptal göstersin?.. Ne olursa olsun, bir şeye inanmak insanı niye aptal göstersin?"
“Ben, biliyorsun, dedemin resmini yapmayı düşünüyordum. Sandım ki bu defterlerde yazılanları bana okursan resmin havasına biraz girebilirim. Yanılmışım. Bunlarla ilgilenirsem, senin az önce söylediğin yanlışlığı yapacağım. Mendilin gölgesi hikâyesi... Evet, haklısın, ayrıntıları düşündüğümü göstermeye meraklıyım. Hünerlerimi göstermeye de! Kötü eğilimler bunlar. Bu okudukların da bu eğilimleri besliyor. Dedemin resmini yapacaksam bunlardan yola çıkarak değil, hayâl kurarak, uydurarak yapmalıyım. O zaman daha gerçek olur! Çünkü bu aptalca ayrıntılar insanı yanıltır. Bütün nerede? Ben bir bütün kurmak zorundayım, uydurmak zorundayım. Anlatabiliyor muyum? Onun için canım sıkıldı. Bu defterlerle hayatı, somut hayatı ele geçirebileceğimi sanmıştım. Oysa gene, kimbilir kaçıncı defadır ki, umutsuzluk, pişmanlık ve hüzünle görüyorum ki, hayatı ele geçirmenin, somut hayatı kavramanın benim için yolu başka. Uydurarak, hayâl kurarak, çalışarak, çalışarak, çalışarak, sanat yapmalıyım bunu.”
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.