"Yeni" kelimesinin bir büyüsü vardı.
"Yenilik"in dayanılmaz bir cazibesi vardı.
Dünkü "yeni" bugün "eskimiş" oluyordu.
Hız ve haz modern hayatı egemenliği altına almıştı.
Kitap 3 farklı insan gözüyle aslında tek bir şey anlatıyordu: kabuğunu kırmak ve monotonluğun yıkıcı etkisinden kurtulmak. En azından benim çıkarımlarım bu şekilde. Kendimden büyük bir parça buldum bu yüzden. Tüm kahramanlarımız gerçek bir buhran içinde kalıp dış etkenler ile bir şekilde kabuklarını kırıp bundan çıkmaya çalışıyorlar ve aslında hepimiz bundan bir parça yaşıyoruz böyle bir buhranın etkisinde kalıyoruz. Bizde bundan kurtulmak için dış etkenlere bel bağlıyoruz bazen. Peki bundan kurtulmak cidden böyle oluyor mu? Kahramanlarımız kurtuldu mu peki, kabuklarını kırabildiler mi? Hep bu tarz sorgularla ilerleyen bir kitap. Eminim sizde kendinizden bir parça bulabileceksiniz bu kitapta.
"Alıp başını gitmek" diyorlar. Dünyada gidilecek bir yer var mı, kaldı mı? Her yer ve herkes birbirine benziyor. Hep aynı şey, hep aynı şey. Çözüm: Ya unutmak, ya kaybolmak.