Kalabalıklar içinde yalnızlığı, hayattan ne istediğini bilmemeyi, rüzgardaki yaprak gibi bir oraya bir buraya savrulmayı, hatta biraz da Oblomov'luğu, Hüseyin Hüsnü Bey'de; dünyayı küçük bir mutfağa sığdırmayı, sabırlı ve cesur olmayı, ama ansızın masaya tekme vurmayı Arzu Hanım'da; maymun iştahlılığı, turnayı gözünden vurma sevdası peşinde koşup hüsrana uğramayı ise özgür çocuk Özgür'de görebilirsiniz.
Hikayeler üç kısımdan oluşuyor. Evin babası, annesi ve tek çocuklarının hikayesi, ayrı ayrı ama birbirleriyle bağlantılı olarak aktarılmış. Bu üç bireyin hikayesi sonuca bağlanmamış. Zihnimizdeki varsayımlara göre her bireyin hikayesinin devamını biz okuyuculara bırakmış yazar.
Ben beğendim. Sıkılmadım okurken. Zaman zaman gülümsetiyor, bir o kadar da düşündürüyor...
Tavsiyemdir. İyi okumalar dilerim...