Ey çiçeklerim arasındaki dağ kızı,
Saçların menekşeler, laleler gibi dökülür yanaklarından, pek alımlıdır,
Artık kuşların şarkılarını değil,
Yüreğinin şarkısını söyleyen genç çobanı dinlemek zamanıdır.
"
Babamda bende birlikte geçireceğimiz günlerin sayılı olduğunu biliyorduk.
Ama önce ayrılan ben olacaktım;
Babamın hayır dualarını alıp, gümüş evlilik halkasını parmağıma taktığımda olacaktı bu ayrılık. ."
Ama olmadı..
' zaman geçiyor, Annem ölüyor ve benim beklemeye takatim kalmıyordu.
Birden, çaresizce aklımı kaçırmışcasına kendimi kalabalığın arasında yerlere atıp, hüngür hüngür ağlayarak ve
Insanları, Allâh'ın onlara kısmet ettiği nimetleri bunlara sahip olamadığı için hayatını kaybetme noktasına gelenlerle paylaşmaya davet ederek,
avazım çıktığı kadar bağırmaya başlamıştım.
.. yaptığım yaygara onların yüreklerini biraz olsun yumuşatmaya yetmemişti..'