" insanlar genellikle başkalarının fark etmesi için
Mücevher takarlar. Hayran kalsınlar, hatta gıpta etsinler diye."
" Bu yüzden kendilerini incik boncuklu süsleyen insanlar sürekli soyuluyor."
Eve, ekibi kısa toplantı için geldiğinde kendisini
toparlamıştı. Dallas'ta yaşadıklarına dair düşünceleri, yalnız kalıp onlara dayanabileceğini düşündüğünde ortaya çıkarmak üzere kilitleyip sakladı. Ancak o zaman ne yapılıp ne yapılmayacağına karar verecekti.
Roarke onları öldürürdü. Bundan hiç şüphesi yoktu. Dallas'taki müdahale etmeme emrinden sorumlu kişileri bulur... ve onları ortadan kaldırırdı.
Kuvvetler ayrılığı.
Eve,onun öfkesinin, adalet duygusunun, cezalandırma ihtiyacının anahtarını bulamadığı
Sürece bunu yapacaktı. Travma geçiren çaresiz bir çocuğun hatrına kan dökme, onu savunma
ihtiyacından vazgeçmeyecekti.
Bu yüzden Eve'nin o anahtarı öyle veya böyle bulması gerekiyordu. Onu ararken, gezegenin
En güçlü bağımsız organizasyonlarından birine karşı koyacaktı.
Öncelikle ülkemizde çevirisi yapılan kitapların seri olarak çevrilmemesi okur adına büyük sıkıntı. Zira konu dağılıp gidiyor ve takip zorlaşıyor. Bu kitabın çevirisini hiç beğenmedim. Sanki yıllardır tanıdığım Eve Dallas bu kitapta bir yabancı gibi. Kurgu güzel fakat Eve Dallas' ın sert mizacının yerinde yeller esiyor. Başka bir karakter okuyor hissi veriyor. Ölüm Serisini okumuş biri olarak Eve'in eşi Roarke'a iki de bir dostum demesi diğer kitaplarda yoktu. Etrafına ateş saçan Eve gitmiş yerine başka biri gelmiş. Açıkçası diğer kitaplarını okuduğum gibi keyif almadım. Kurgunun bütünlüğü yerinde. Soruşturmanın seyri iyi olmasına rağmen çeviriyi iyi bulmadım...
Eserin konusu siber bir saldırı. Roarke, Eve ve cinayet masası ekibi ile beraber çalışıyor çünkü zanlı onun çalışanlarından biri...
Cinayet mahallinde her şey kusursuz ve suçlu belli olmasına rağmen ters olan şeyler Eve Dallas gibi zeki bir Teğmenin gözünden kaçmıyor ve soruşturma bambaşka yerlere doğru ilerliyor...
Benim gibi Nora Roberts hayranı olanlar eminim seriyi tamamlamak istiyordur ve bunun için görünen o ki daha çok beklememiz lazım...
"Roarke'un elinde bir paket çikolata vardı.
Eve" daha önce burada hiç şeker görmemiştim."
" Sürprizlerle doluyum." Roarke onu izlerken elindeki paketi sağa sola salladı." kucağıma oturursan bunu alabilirsin"
"Bu kulağa sapık ihtiyarların genç ve aptal kızlara söyleyebileceği türden bir şey gibi geliyor"
"İhtiyar değilim ben sende aptal değilsin. Roarke oturarak dizine hafifçe vurdu" Belçika çikolatası"
" Kucağında oturup bana verdiğin çikolatayı yiyor olmam beni okşayabileceğin anlamına gelmiyor"dedi Eve Roarke'un kucağına yerleşti.