Cihad Ahkamı

Abdullah Azzam
Eğer İslâm'ı tebliğimiz, sadece ve sadece siyasi teşkilatlarla ve otoritelerle savaşmakla gerçekleşecekse onlarla savaşırız. Çünkü İslâm'ın insanlara ulaştırılmasıyla bizim aramızda engel teşkil etmektedirler. Eğer önümüze siyasi güçler, mal sahipleri veya kabileler geçecek olursa, bu dine girinceye ve kendilerini kurtarmakla emrolunduğumuz halklarla aramızdaki yolu açıncaya dek onları silahla karşılamaya mecbur ederiz. "Hiç bir fitne kalmayıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer kötülükten vazgeçerlerse, Şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını çok iyi görür." (Enfal suresi 39)
Cihadın Lügat ve Terim Manası...
Cihad lugatta: (cehede), (yechedu), (cehden veya cühden) kökünden gelmiştir, (cehede) fiilinin masdarı (el-cühdü) damme ile veya fetha ile olup vus'at (güç) veya takat manasına gelir. Denilmiştir ki: (el-cühdu) dammeli olduğu zaman vus'at ve takat manasına, (el-cehdu) fethalı olduğu zaman meşakkat manasına gelir. (Elceldu) fethalı olduğu zaman en son had manasına da kullanılır. Âyetle "En son hadde kadar yemin ettiler" yani "çok kuvvetli bir şekilde yemin ettiler" (el-cuhdu vel-cihadu) lûğatta: İnsanın iyi şeylere nail olması veya kötülüklerin defi için var gücüyle bütün takatini sarf etmesi manasına gelir. (Lisanül Arab, Kamus ül Muhit)
Sayfa 4 - 5
Reklam
Allaha ve Rasulullaha sövenin hükmü
Allah'a veya Rasulullah (s.a.v.)'a ya da İslam dinine kim açıktan söverse (hakaret ederse) ister müslüman olsun isterse zımmi olsun tevbeye davet edilmeksizin öldürülür. Bu nedenle Âmâ isimli birisi kendisinden çocuğu olan cariyesini Peygambere sövdüğünden dolayı öldürdüğünde. Peygamberimiz kadının kanını mubah saydı, öldürene kısas uygulamadı.
HAK VE ASİL DAVA
Yiğitliği konuşmak ve süslenmek zannetme Gerçek yiğitlik cihad meydanlarında koşturmaktır. Yüce şahsiyet şerefte yükselirken Yıldızlardan başkasına kanaat getirmez. Kötü bir yolda ölümü tatmak Asil bir dava uğruna ölmek gibi midir?
Savaşmanın Hükümleri...
Süleyman îbni Bureyde'den rivayet olunan bir hadiste de (Neylul Evtar 7/210) şöyle buyuruluyor: Süleyman İbni Bureyde bahasının şöyle dediğini nakleder "Rasûlullah (sav) bir orduya veya seriyyeye komutan tayin ettiği zaman özellikle komutana ve yanındaki Müslümanlara hayır tavsiye etti sonra da dedi ki: Allâh yolunda Allâh'ın adıyla gaza ediniz. Allâh'ın inkar edenlerle savaşınız. Cenk ediniz zulmetmeyiniz, ahdinize vefa gösteriniz. Ölülerin uzuvlarını keserek veya parçalayarak kötülük etmeyiniz. Çocukları öldürmeyiniz Müşriklerden düşmanlarınızla karşılaştığınızda onları şu üç şeye davet et. Bunlardan hangisine icabet ederlerse icabetlerini kabul et ve savaşma: Onları islama davet et. Eğer icabet ederlerse kabul et ve öldürme. Sonra yerlerini terk edip muhacirlerin yanına gelmelerini iste. Eğer bunu yaparlarsa muhacirlerin lehinde ve aleyhinde olan şeylerin kendilerinin de leh ve aleyhinde olacağını bildir. Eğer bundan yüz çevirirlerse Müslüman arapların başına gelenlerin kendilerinin de başına geleceğini ve Müslümanlarla beraber cihad etmedikçe ganimetlerden hiç bir şeye nail olmayacaklarını bildir, Eğer bundan da yüz çevirirlerse onlardan cizye iste eğer kabul ederlerse sende onları kabul et. Eğer bundan da yüz çevirirlerse Allâh'a sığın ve onlarla savaş." (Sahihi Müslim. Ahmet. Tirmizi)
Sayfa 15 - Ravza Yayınları
Cihâdda Caiz Olmayan Ahkâmlar...
Cihad İslâm davetinin yayılması içindir. Kim ki bu yolun önüne geçmezse onunla savaşmak caiz olmaz. Bunun için: ▪️İnsanlarla savaşmadan önce onlara daveti ulaştırmak gerek. Yoksa davet kendilerine ulaşmadan önce onlarla savaşmak caiz değildir. ▪️Savaşmayanların öldürülmeleri caiz değildir. "Onlarla fitne kalmayıncaya kadar savaşınız." Burada savaşmak kelimesi vezninden olup müşareket manasına (iki kinin aynı işe iştirak etmesi anlamına) gelir. Yani müslümanların kendileriyle savaştığı kişilerin savaşan kesim olması gerekir. Yoksa hiç bir sivriliği ve kötülüğü olmayan veya fitne çıkarmasından korkulmayan çocuklar, kadınlar, harbe girmeye muktedir olmayan kimseler, kötürümler, ruhbanlar ya da insanlardan sıyrılıp hiç bir şeye karımadan yalnız bağına yaşayan insanların öldürülmeleri caiz değildir. ▪️İhtiyaç görüldüğü kadarıyla davetin önündeki engellerin kaldırılması hariç malların telef edilmesi ağaçların kesilmesi veya evlerin yakılıp yıkılması caiz değildir. ▪️Savaştan sonra müsle yapmak yani ölülerin uzuvlarını keserek onlara kötülük etmekte caiz değildir. ▪️Teslim olanlarla veya müslümanların himayesine giren yada Müslümanlarla anlaşma yapan kimselerle ne savaşmak ne de ahdi bozmak caizdir. "Ancak sözleşme yaptığınız müşriklerden sözleşmede hiç bir eksiklik yapmayanlar ve aleyhinizde hiç bir kimseye yardım etmeyenler müstesna. Bunlarla yaptığınız sözleşmeyi müddeti bitinceye kadar yerine getirin. Şüphesiz ki Allâh takva sahiplerini sever." (Tevbe, 4)
Sayfa 11 - 12 / Ravza Yayınları
Reklam
Mâlikîlerde Cihad...
Malikilerde cihad: İ'la-i kelimetullah için müslümanların, kendileriyle yapmadıkları (yani zımmilerin anlaşma dışındaki) kafirlerle savaşması veya o savaşta hazır bulunması veya kafirlerle savaşmak için topraklarına girmesidir.
Sayfa 6 - Ravza Yayınları - (Haşiyetul adevi/Essaidi 2/2, Eşşerhüs Sağir/Ekrab-ul mesailik/Edderdir 2/267)
Cihâdın Tarifi...
Dört mezhebin fukahasının tarifi : 1- Hanefi mezhebine göre; İbnu Humam, Fethul Kadir de (5/187) şu ibareyi zikreder "Cihad: Kâfirleri, hak olan dine davet etmek ve kabul etmezlerse onlarla savaşmaktır." Kaşani ise Bedai isimli eserinde (9/4299) şöyle demiştir. Cihad: "Allah yolunda canla, malla, dille savaş yapmak suretiyle bütün gücün ve takatın sarf edilmesidir."
Sayfa 5 - Ravza Yayınları
Allâh'tan Başka Kendilerine İbadet Ettirenler...
Cihad, fitnenin ortadan kaldırılması ve insanları Allâh'a değil de kendilerine ibadet ettiren ahmakların mahvolması içindir. Eğer bu tip ahmaklar müslüman olurlar ve barış yaparlarsa ne silahların patlamasına ve ne de insanların ölmesine gerek kalır.
Sayfa 9 - Ravza Yayınları
Davetin Sunulması...
Üç mezhebe göre savaşmadan önce insanların uyarılması gerektiği konusunda ulema ihtilaf etmiştir. ▪️Maliki mezhebine göre: Önceden kendilerine davet ulaşsa da ulaşmasa da uyarılmaları gerekir. Kendilerine tebliğ edilse de edilmese de uyarılmaları alel ıtlak gerekmez. Lakin uyarılmaları tercih edilir, (ve bu da cumhurun görüşüdür.) Şafii mezhebi Hanefi ve Hanbeli mezhebi, Hasan, Servi ve Leys bu görüşü zikretmişlerdir. Her bir mezhebinde delilleri vardır, İmam Malikin delili: Tebliğ edilse de edilmese de kendilerinin uyarılmalarının vucubiyeti İbni Abbas (r.a)'dan varid olan hadisle sabittir. "Rasûlullah (sav) kendilerini islama davet etmeden önce hiç bir kavimle kesinlikle savaşmamıştır. (Neylul Evtar 7/230 ) Hattab, Malikin sözünü şöyle nakleder. "Müşrikleri islama davet edinceye dek onlarla savaşmayınız." (Mevahibul Celil/Hattab 3/350) İmam Ebu Yusuf da bu görüşü açıkça benimsemiştir. Ebu Yusuf, Kitab-ul Haraç da (208) demiştir ki: "Rasûlullah (sav) bize tebliğ ettiği şeyleri kendilerine de tebliğ edinceye dek hiç bir kavimle savaşmamıştır."
Sayfa 13 - 14 / Ravza Yayınları
Reklam
Bir hadisi şerifte de Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor: "Sözünden dönen herkesin kıyamet günü ayrı bir sancağı olacaktır. (Halbuki islâm'da ma'ruf olan şeylerden biri de ayetteki müminlerin Rasûlullah'ın sancağı altında toplanacakları olduğudur).
Sayfa 13 - Ravza Yayınları
Cihad...
Şer'an ve ıstılahen cihad: Dört mezhebin fukahası, cihadın, savaş ve savaşta yardımlaşma manasında müttefiktirler.
Sayfa 5
3- Şafiilere göre: Bâcûri demiştir ki: "Cihad; Allâh yolunda savaşmaktır." (Elbacüri/İbnu'l Kasım 2/261l) İbni Hacer ise: "şer'an/kafirlerle savaşta gayret sarf etmektir." demiştir, (Elfeth 6/2)
Sayfa 6 - Ravza Yayınları
Tağutlar İlahlıklarından Vazgeçmezlerse...
Eğer bu tağutlar ilahlık makamından vazgeçmezlerse, onların bu uluhiyetlerini paramparça etmek, zulüm ve düşmanlık yaparak kandan denizleri, masum insanların kemikleri ve şehitlerin, parçalanmış cesetleri üzerinden aşıp geldikleri o gerçek hududa ve tabii hacmine mutlaka iadesi gerekir.
Sayfa 10 - Ravza Yayınları
Resim