"Benim yorganım maviydi,
Neden beyaz örttünüz üzerime?
Yastığım pamuk gibiydi,
Neden bugün taştan gibi?
Gece lambasını yakmayı unutmuşlar.
Oysa ki karanlıktan korkarım ben!
Yağmur mu yağdı acaba? Etraf toprak kokuyor."
Ayaktayım ve kendimi düşünüyordum.İcimda umuda dair düşüncelerim hâlâ ölmemişti;etrafim bu kadar karanlıkta görünse hala bir umut kırıntısı var içimde.
Hayatımız boyunca doğduğumuz andan ölümümüze kadar kendi yolumuzda yürümek zorunda olduğumuzu ve bu yolu ancak ve ancak yalnız, bir başımıza kat edebileceğimizi anladım.
Asıl şaşırtıcı olan, insanların başka bir insanın önceki hayatı ile ilgili bilgi verirken rahat bir şekilde onu suçlayabilecek kelimeler kullanmalarıydı. Bir insanın elindeki ışığını birkaç kelime ile söndürmek çok basit hale gelmişti.