En Eski Cin Bölmesi Gönderileri

En Eski Cin Bölmesi kitaplarını, en eski Cin Bölmesi sözleri ve alıntılarını, en eski Cin Bölmesi yazarlarını, en eski Cin Bölmesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zâriyât/56. âyette geçen "Ben cinleri ve insânları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım" ifâdesini "Ben gördüğünüz ve görmediğiniz tüm varlıkları iş ve değer üretsinler diye yarattım" şeklinde anlayabiliriz. Âyette "ibâdet" kökünden türeyen "ya büdün" fiili hem bugün kullandığımız anlamda ibâdeti hem de iş yapıp değer üretmeyi ifâde etmektedir. Kur'ân'ın ibâdetten amaçladığı, sadece niyâz ve yakarış hâli değil, üretici tüm faaliyetlerdir. Bunun içindir ki Kur'ânî düşünce tüm yeryüzünü mabed ilân etmiştir. Yeryüzünün tümü mâbed olunca insânın tüm meşru fiilleri de zorunlu olarak ibâdet olur.
Kısaca söylemek gerekirse, cin tasallutu(musallat olma) yoktur; ama cinleri bahane ederek insânları sömürenlerin tasallutu vardır. Kur'ân işte bu ikinci tasalluttan kendimizi korumamızı istemektedir.
Reklam
"Sizler, XXI. yüzyıla adım atmış insânlar/Müslümanlar! Hala Kur'ân'ı bir kulak zevki olarak dinlemekten vazgeçip de onun ne dediği ve sizden ne istediği noktasına gelemediniz. Lafzına gösterdiğiniz özen ve saygıyı mânâsına gösteremediniz. Kur'ân'ı çok okudunuz; ama onu çok az dinlediniz/anladınız. Hayatı ibâdet hâline dönüştüren tüm eylem ve davranışların Kur'ân'ın oku emrinin birer aracı olduğunu idrak edemediniz. Tevhid kelimesini belki dilinizle sayısız kere söylediniz; ama örtülü bir şirkin içinde yaşadığınızın farkında hiç olmadınız. Allah'a inanmakla birlikte yaşamınızı yedek ilâhlar hegemonyası altında sürdürmeye devam ettiniz. Allah'ın yetkilerini kullanmaya kalkanları teşhis edemediniz. Allah'ın yanında onları; keremde, ilimde, tedbirde, kudrette, tasarrufta, vesâyette, vekâlette, yardımda, izzette ve lütufta hak sahibi gördünüz. Halbu ki Kur'ân'in insânlık dünyâsına ilk inen âyetlerine şöyle bir kulak verseydiniz, Allah'ın kendisinden ve Peygamber'inden daha fazla, öncelikle şirkin elebaşlarını size tanıttığını bilecektiniz."
Din gibi hayatî bir konuda insân kime sığınacağını kimden yardım/destek isteyeceğini iyi bilmelidir. Bir yandan "Yalnız sana ibâdet eder, yalnız senden yardım dileriz"derken, diğer yandan görünmeyen güçlerden meded/himaye ummak, çare beklemek tevhidi şirke dönüştürmektir.
Bilmediğini bilmek rüşdün yani mânevî idrâkin/uyanışın ilk basamağıdır.
"Müslüman doğru yolu seçen ve orada devamlı kalandır. Müslüman doğruya yönelen, dâima onu isteyendir. Müslüman daima doğruyu, faydalı olanı, bilgiyi araştıran ve inceleyendir.”
Reklam
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.