You can find Cinayet Sınıfı Başkanı books, Cinayet Sınıfı Başkanı quotes and quotes, Cinayet Sınıfı Başkanı authors, Cinayet Sınıfı Başkanı reviews and reviews on 1000Kitap.
Geldik Ayşe Erbulak'ın son kitabı, Cinayet Sınıfı Başkanı'na.
Olumsuz bir yorumla başlayacağım. Çok kısa geldi. Hemen bitiverdi. Şöyle bir beş yüz sayfa falan olmalıydı.
Şaka bir yana hanımefendinin bütün kitaplarını okumak hayatımda yaptığım en güzel şeylerden biriydi bence. Hatta ilk üçte falan yer alabilir. O kadar diyorum.
Neyse konumuz bir üniversitede geçiyor. Gastronomi bölümünde. Aslında katil mi doğulur yoksa yaşanılan çevre insanı katil olmaya mi zorlar sorularına cevap niteliğinde bir eser idi.
Ben polisiye türünü daha birkaç yıldır izlemeye ve okumaya başladım bu yüzden kendimi bir otorite olarak görmüyorum. Eskiden korktuğum için izlemiyorum. Artık gerçek dünya daha korkunç geliyor. Hele ki kurgusaldan ziyade kanlı canlı insanlar...
Bu sebeple polisiye kültürün yeni yeni oluşmaya başladığı için ben çok beğensem de fark etmez
Velakin yazarın kişi, olay, durum betimlemeleri o kadar güzel, o kadar güzel ki. Bayıldım.
Biraz da yorumlarım bütün kitaplara gibi oldu.
Sözün özü okunası. Okumanızı da öneririm.
Kötü şartlarda büyümüş 2 genç.Biri Ali ,burslu okuyor diğeri kendisini istemeyen zengin üvey anne ve pısırık doktor baba ile büyümüş Ela
kendilerini kurtarmak adına ve Gastronomi okumak için üniversitede kesişiyor yolları
Ortak noktaları küçükken işledikleri cinayetler
Gastronomi şefi Levent'in ilginç isteği bir başka cinayet serüveninde hiç de beklenmedik bir sonla bitiyor
Çok aşırı beğendiğimi söyleyemem ama ilginç bir hikaye istiyorsanız tam size göre :))
Gerilim romanlarını seviyorum. Bu kez yol arkadaşım Turkiye'nin yerli Agatha Christie'si denilen Ayşe Erbulak oldu. Yazar, diğer gerilim-polisiye romanlarının aksine katili bize kitabın başında gösteriyor. Ancak kurgu öyle bir yol alıyor ki ne olacağını deli gibi merak ederek sona geliyorsunuz. Final gerçekten şok etkisi yaratan türden. Belki de kitabın başından beri bize verilmek istenen mesaj; aslında insanların kötü, vicdansız yada katil olarak doğmadığı, yaşadıkları sonucu canavara dönüşe bildikleriydi. Sistemin, haksizligin, hukuksuzluğun, adaletsizliğin, sevgisizligin dönüştürdüğü insanlar.. Bunu farkederek okuduğunuzda olaylara farklı bir açıdan bakıyorsunuz ve olaylar sizi sasirtmaktan çıkıyor. Çünkü bekliyorsunuz
Daha fazla bir şey demek istemiyorum, gerilim polisiye türünde kitaplar seviyorsanız kaçırmayın derim
Yazarın okuduğum ilk eseri ve yazım dili akıcı ve sade. Kitabın konusu her ne kadar polisiye olsa da daha çok çocuk psikolojisi üzerine kaleme alınmış...
Çocukluk döneminin insan hayatının geleceğini ne şekilde inşa ettiğine ışık tutan bu kitabı okurken nasıl son sayfasına geldiğimi anlayamadım...
Ali, Eda ve Gizem...
Üç kayıp hayat...
Küçücük bedenlerine uzanan kirli eller ve sahipsiz kalan üç küçük çocuk...
İstanbul'da bir Üniversitenin Gastronomi bölümünde hayatları kesişen bu çocukların, geçmişlerine; on iki, on altı ve on sekizli yaşlarına geri dönüp baktığımız da hepsinin travmatik olayların başrol oyuncuları olduğunu ve hepsinin çevresinde gelişen cinayetlerin vuku bulmasına şahit olurken, özellikle çocukların hayatlarında yaşadıkları korkuyu ve kimsesizliğin çaresizliğini kalbimde hissederek okudum...
Levent Şef ise okulun sevilen öğretmenlerinden biri ve öğrencilerinin ve çalışanların zayıf noktalarını bilecek kadar kendine güvenin olan bir karakter olarak karşımıza çıktı. Özelikle öğrencileri ile olan ilişkileri düşündürücüydü...
Eser de cinayetler olsa da alışılmış polisiyelerde ki gibi son sayfalara kadar soruşturmalar yok...
Bir çocuğun yaşam alanına sunulan ve yaşatılan olumsuzlukların onu nasıl canavarlaştırdığını, masumluğunun nasıl hoyratça yok edildiğine ve acımasız sadece dürtüsel olarak elde etmek istediklerini elde edene kadar neler yapabileceğine bu eserle tekrar şahit olacaksınız...