Cinayet Şirketi bir felsefe romanı ama felsefeden çok eylem içeriyor. Jack London daha önce okuduğum "Martin Eden" isimli romanında olduğu gibi düşüncenin günlük hayattaki yansımasını mantıki sonucuna kadar takip ediyor. Martin Eden'de küçük burjuva aydın özentiliğini masaya yatırırken, Cinayet Şirketi'nde nihilist anarşizmin mükemmel mantık arayışını sorguluyor. Pürüzsüz ahlak, kusursuz mantık, şaşmaz tutarlılık ve bireyciliğin nihilist düzlemini; diyalektik düşüncenin acımasız alaycılığı ile yerden yere vuruyor, maskara ediyor... Jack London'ı her okuduğumda, kendini Marksist zanneden ülkemiz mantıkçılarını düşünüyor, 100 yıl önce çözülmüş meselelerin hala bizde aşılamamasına üzülüyorum. Bir de "bu adamın tüm romanlarını okumalıyım" duygusuyla mücadele ediyorum... Kuşkusuz yenileceğim :)
