Kitabın temeli çocukken çok sevdiğimiz Cinderella masalından oluşturulmuş. Yazar Cinderella masalından ufak detayları alarak bilim kurgu ile sentezlemiş.
Kitap şimdiki zamanda değil, gelecekte geçiyor ve ultra gelişmiş teknolojiler kullanılmakta. Normal araçların yerine hava araçları, hizmet eden androidler, sağlık druidleri falan var. İnsanların kimlikleri bile deri altında olan çiplerin içinde. 4. Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya Yeni Pekin adı verilen bir ülke ortaya çıkıyor ve bir sayborg olan Cinder ise üvey annesi ve üvey kız kardeşleriyle burada yaşıyor.
Mekanik ustası olan Cinder, bir gün dükkanına Prens Kaito'nun gelmesiyle tanışmış oluyorlar.
Bunların dışında ise bu yeni Dünya'yı bir veba salgını sarmış durumda ve bilim insanları bu vebaya bir çare bulmaya çalışıyorlar.
Cinder'in aslında ne olduğunu ve önemini kitabın neredeyse en başında tahmin ettim diyebilirim. Zaten tahmin edilebilir bir durumdu bence. Cinder'in karakterini, naifliğini ben çok sevdim, yazar bu karakteri çok güzel yazmıştı.
Kai ise çok tatlıydı. Kraliçe Lenava'ya olan kötü düşüncelerini okurken yüzümde bir gülümseme oluştu sürekli.
Ay Ülkesi'nin Kraliçesi olan Lenava ise kitabın tabii ki kötü karakteri ve cidden kaliteli bir kötüydü. Yazar çok güzel yazmıştı bu karakteri de.
Kitap beklediğimden daha iyiydi. Normal masaldan çok farklıydı ve bilim kurguyla harmanlanmış olması da çok güzel bir detaydı. Herkese tavsiye ediyorum.
Kitapla kalın.