“Türkiye'de sinema da İstanbul'a dairdir: İstanbul’da doğan, büyük ölçüde burada icra edilegelen ve en az kırk yıl bu şehrin bir sokağının adıyla anılan bir sinemadan bahsediyoruz.”
"Cumhuriyet'in ilk on yılında film yapımı ve gösterimine yönelik bir merkezî denetim mekanizması bulunmuyordu. Bunun yerine valiler kendi yetki sahalarındaki filmleri denetlemekle sorumluydu."
"Aslen silahlı kuvvetleri desteklemek için 1911'de kurulan Müdafaa-i Milliye Cemiyeti maddi ve manevi katkılarıyla 'kültür' üretiminde de varlık gösterir. Bu amaçla, Kenan Erginsoy savaşla ilgili haber filmleri yapar; çeşitli Boğaziçi manzaralarını filme alır."
"1950'den önce Türkiye'de üretilegelmiş tüm filmlerin sayısı yaklaşık 100 civarındaydı. Mısır filmlerinin ülkeye girişi ve 1940'ların Türk seyircisi nezdinde bulduğu şaşırtıcı revaç, Türkiye'de popüler sinemacılık adına kritik bir ana tekabül eder."
"İlk Türk film yapım şirketi olan Kemal Film 1919'da kurulmuştur. İlk başta, sadece film ithal eden Kemal Film 1922'de bir stüdyo kurar ve o güne dek Almanya'da üç film yapmış olan köklü tiyatro yönetmeni ve oyuncu Muhsin Ertuğtul'la anlaşır."
"Türkiye'de sinema 1945'e kadar yapılan toplam 60 filmle dar bir kapsamın dışına çıkamamıştır, oysa yalnızca II.Dünya Savaşı'nı izleyen 4 yılda 55 film çekilmiştir; bunların 6'sı 1946'da, 12'si 1947'de, 18'i 1948'de ve 19'u 1949'da tamamlanmıştır."
"Lumière Kardeşlerin Osmanlı'daki ilk gösterimleri 1896'nın sonlarında Yıldız Sarayı'nda gerçekleşir ve ardından sinema salonları günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası olur. Ülkede ilk belgesel ve sinema filmi daha 1910'lara gelindiğinde yapılmıştır."
"Yeşilçam birçokları için taklit sinemasıdır ancak Yeşilçam aynı zamanda melodramatik yordamla iç içe geçmiş milliyetçi bir hayali ve özentiyi de kapsayan bir 'Türkleştirme' sinemasıdır."
“TÜİK verilerine göre 2005 yılında 987 olan sinema salonu sayısı 2012’de 1998’e yükselmiş, 2018’deyse 2858’e çıkmıştır. 2019 yılından bu yana bir düşüş olmuşsa da pandemiye karşın bu rakam halen 2500’ün üzerinde seyretmektedir.”
"Birbirinden farklı krizlerin üstesinden gelmeyi başaran Yeşilçam 1980'lerden sonra salonlara yönelik film yapmayı kesmiş, bunun yerine video pazarına film üretip dağıtmaya odaklanmış, 1990'lardan sonra da televizyonlara kanalize olmuştur."
Pek çokları tarafından destansı bir film olarak görülen Eşkıya canlandırmaya çalıştığı Yeşilçam filmleri gibi aynı zamanda bir takım sükutlar ve dile gelmez gerçekler hakkındadır.
"Bir eğlence endüstrisi olarak sinemanın egemenliği 1960'lar ve 1970'ler boyunca sürer ancak 1970'lerin sonuna doğru televizyonla girilen rekabet sonucu düşüş baş gösterir."