Tam olarak ilkimdi diyemesem de -zira emin olmıyorum- ilklerimden biriydi. Sanat Sokağı yakınlarında, çocuk harçlığımla çok cüz'i bir miktara almıştım. Evimizin buz gibi soğuk odasında abimin elyaftan, şişme montunun içinde kaybolup yalnızca işaret ve baş parmağımı montun içinden çıkarıp kabak çekirdeklerini çitleye çitleye okumuştum. Bir sonraki sahnesini merak edip ve de hiç bitmesini istemediğiniz film misali bir heyecan:)
İsmi Emine iken Mine diye belirten çocuk profilini biraz daha detaylı bir şekilde tasavvur edebiliyoruz zihnimizde. Öyle bir çocuk üzerinden insanın sahip olduğu Özsaygının, onurun, hayatta sarf etmiş olduğu emeğin asıl değerler olduğunu yani erdemin insanın kimliğ olduğunu anlatma gayesi de barındıran hoş bir kitap :)