Ben kuyuya düşmekten başka bir şey degilim/kendi ateşimle isitiyorum üşüyen tenimi/kendi ateşiyle yakıp nerede üşüyorsa oyle/ ateşler için odun toplamiyorum/Ah ben yusuf, başka bir şey degilim
İkimiz mi desek
Beraber hiçbir şey yaptığımız yoktu
Beraber yürüyoruz desek, o kendiyle yürürdü
Aramızda binlerce insan vardı belki,
Ben aramızdaki mesafeyi o günlerde görmüyordum
Üstelik aramızı yoklayan şeytanlara
Büsbütün kızıyordum.
Otursak o kendiyle oturur gibi mutsuzdu
Ben onunla oturur gibi
Çayımı bir güzel içerdim, Fatma’nın gözlerini
Ben bir şairdim, ihramdan sıyrılmayı beceremedim
Bir Yahudi gibi şehvetle bakamadım sana ve atlarıma
Korkak bir kafka ekledigim yüzümde böcekler dolaşır
Kıvrımlarında gezinirdi karanlığın
ve tam köşeyi dönerken
çaaat
yüzüme çarptı ölüm
Bıraktım diyelim, şimdi ne olacak?
bir gemiye benziyorum doğrusu
her sabah bunu bilmekle başlıyor
dalgalanıyor anka sularında
gemi olmayı bıraktım diyelim
şimdi ne olacak?
çadırlarını, atlarını ve kılıçlarını getirdiler kadınlarını geride bıraktılar
fıtrat bozgunu
İki suyu ve ötesini
iki suyun arkasını ve önünü
bir leş gibi sardı
biz küfretmeyi ve öldürmeyi öğrenen bir halk olduk