'Bir gün Ankara Numune Hastanesi'nde sıra beklerken, inleyerek gezinen uzun boylu bir ihtiyar, dergi okuduğumu görünce, ''Okuduklarını paylaştığın, konuştuğun, müzakere ettiğin arkadaşların var mı?'' diye sordu. ''Evet.'' deyince de, ''İyi, yoksa okuduklarını başkalarına açmadığın sürece anlamı olmaz, boşa gider.'' karşılığını verdi.
Buradaki kritik kelime ''Açmak'', aynı zamanda bir dünyayı anlamlandırmak, teklif etmek demek. Yazı bu açıdan paylaşma, dertleşme, derde deva bulma çabasıdır.'