Cinsel tacizin kadınlara yönelik bir saldırı olması olgusu , çoğu zaman cinselliği kadınlara yapılan bir aşağılama olarak gören geleneksel paradigma çerçevesinde anlaşılır.
Zarafet ve iffetin bu şekilde korunmasının kadınların sosyal yaşamın temel alanlarından dışlanmasına yaradığı açık olarak görüldüğünde ... daha fazla ahlakçılığın dahâ fazla taciz demek olduğu anlaşılacaktır.
"çok sayıda insan için, feminizmin 'seksi' kavramının tam tersini ifade ettiğini biliyorum. ve hatta feminizmin anti-entelektüel olduğunu varsayan birçok kişi var. ama benim için feminizm daima, öğrenmemi ve arzu etmemi sağlayacak şekilde beni özgürleştirem gücün adı olacak."
Rızaya dayalı öğrenci-hoca ilişkisinin yasaklanması, öğrenci evet dediği zaman aslında hayır demek istemiş olduğu varsayımına dayanır. Bunun, bir kadın hayır dediği halde evet demek istemiş olduğunu varsayan mantığın aynısı olduğunu düşünmeden edemiyorum. İlk varsayım korumacıdır, ikincisi tacizin asıl mantığıdır. Taciz ile korumacılığın ortak yanı, tam da kadınların arzularını tanımayı reddediyor olmalarıdır. Ortak kanı, kadınlar olarak ne istediğimizi bilmediğimiz, bizden daha bilgili ve güçlü birilerinin daha iyi bildiği varsayımıdır.
Zorunlu heteroseksüelliğin feminist eleştirisi, heteroseksüelliğin kendisinin değil, toplumun arzularımızı tanımayarak erkekleri kadınların üzerine yöneltmesinin kınanması anlamına gelir.
"kendi çalışmalarımızı paylaşmanın heyecanı, kendini aynı şeye adamış başkalarıyla temas kurma zevkinden ayrılamaz. böyle bir bağlamda entelektüel olan ile sosyal olan, profesyonel olan ile kişisel olan iç içe geçer."