Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cinselliğe Dair Vazgeçmemiz Gereken 100 Efsane

Bülent Somay

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Namus ve ahlakın bekçileri, fahişeliğin de mucitleridir. Biri olmadan öteki de olmaz.
Çünkü erkekler için sevgi, dostluk, aşk, kardeş­lik gibi duyguların ifadesi o kadar erkenden ve o kadar şiddetle bastırılmıştır ki, geriye şiddetten başka bir şey kalmamıştır. O yüzden sevgimizi ancak dayakla anlatabiliyoruz. Sevince kıska­nıyoruz, kıskanınca dövüyoruz, yetmedi öldürüyoruz.
Reklam
Ünlü Türkçü yazar Zeki Velidi Togan 1930'larda Stalin tarafından SSCB'den sürüldüğünde Viyana'ya (Berggase 19. numaraya) yerleşir. Tesadüf bu ya, burası da Freud'un yaşadığı apartmandır. Böylece Togan Freud'un üst katında yaşamaya başlar. Takunyalarıyla üstadın kafasını şişirdiği için aralarında (kapıcının aracı olduğu) bir diyalog başlar, derken bir gün buluşurlar. Freud'dan tek satır okumamış, ama "Ermeni bir öğrenciden onun teorisi hakkında bir şeyler duymuş" olan Togan, bu sohbette ona "ayar vermeye" kalkar. Teorilerinin "ilginç" olduğunu, ancak Şark için, hele Türkler için hiçbir geçerliliği olmadığını iddia eder. Bu anlattıklarım Togan'ın anılarında aynen var. Üstelik Togan bu konuşmadan sonra aslında şair olan annesinin bir şiirini hatırlıyor ve o şiirdeki erotik alt-metni ilk kez fark ettiğini söylüyor. Şimdi kendinizi Freud'un yerine koyun: Siz aşağıda analiz yapmaya çalışırken tahta takunyalarıyla tangır tungur tepenizde yürüyen adam, size "Biz Türklerde anne kutsaldır." diyerek, Oidipus Kompleksi açıklamanızın geçersiz olduğunu söylüyor. Diyelim siz de Türkiye'de buunmuş başka birinden, Türklerin en sevdikleri yemin biçiminin "Anam avradım olsun ki!" olduğunu duymuşsunuz. Gülmekten yerlere yuvarlanmaz mıydınız? Freud nazik adam tabii. Kibarca başını sallamakla yetinmiş.
Sayfa 73 - Ağaçkakan Yayınları
Tecavüzün "bağzı" erkeklerin doyurulamaz cinsel iştahından, şehvetinden ya da abazalığından değil, doyurulması zaten imkansız olan iktidar hırslarından, gündelik hayatlarındaki ezikliklerini telafı gayretinden kaynaklandığını görebiliriz.
Sayfa 227 - AĞAÇKAKAN YAYINLARI
saplaaaaa
Namus ve ahlakın bekçileri, fahişeliğin de mucitleridir. Biri olmadan öteki de olmaz.
Reklam
“eskitilemeyen düşünceler”
İş-güç mü dediniz ? Annelik "en güzel" kariyer. Yaratıcılık mı ? İşte yeni bir insan "yaratmışsınız" zaten, daha ne istiyorsu­nuz? Eğitim mi? Çocuk(ları) büyütmek için eğitime ne gerek var; o sizin fıtratınızda var. Eşitlik? Tüm kadınlar annelikte eşit­leniyor; erkekler anne bile olamıyor zaten, yani daha üstün bile sayılabilirsiniz. Özgürlük de mi istiyorsunuz? E, biraz abartma­dınız mı ? O da eksik kalsın.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.