Cinsellik ve Din

Turhan Muharrem Turhan

Cinsellik ve Din Gönderileri

Cinsellik ve Din kitaplarını, Cinsellik ve Din sözleri ve alıntılarını, Cinsellik ve Din yazarlarını, Cinsellik ve Din yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkiye'de Cinsel Davranışlarda Cinsiyete Göre Muamele
“Doğal gelişim sürecinde cinsel davranışlar üzerinde kızlarda psiko-sosyal etkenler daha etkili iken, erkeklerde hormonların etkisinin daha belirgin olduğu bildirilmektedir. Bu tür farklılıkların gelişmiş ülkelerde azalma eğilimi göstermesine karşın, Türkiye'de toplumsal ortamda büyük oranda sürdüğü görülmektedir."
Sayfa 235
Türkiye'de (Nispi) Modernliğin Ön Şartı: Ahlaki Hassasiyet Kaybı
Türkiye'de ahlaki hassasiyetlerin kaybedilmesi adeta modernliğin ön şartı olarak kabul edilmektedir. Bu müstehcendir, edebe aykırıdır, zararlıdır gibi tepkiler gösterenler de gericilik ve çağ dışılıkla suçlanmaktadır. Bu yaklaşım, cinselliğin medya ve internette yanlış kullanımı ile ilgili mücadelede Türkiye'nin en büyük açmazlarından birini oluşturmaktadır. Böyle olunca sanat icra eden bir takım insanlar işledikleri cinsellik suçlarına mantığa ters gelecek kılıflar aramaktadırlar. “Ankara'da yaşları 18'den küçük 7 kızın da aralarında bulunduğu 9 ayrı nitelikli cinsel saldırı suçunun faili olduğu tespit edilen Devlet Opera ve Bale sanatçısı 31 yaşındaki Şahin Öğüt hakkında 7 ayrı soruşturma yürütülmüş ve hakkında 140 yıla kadar hapis istenmiştir. Şahin Öğüt mahkemede “mesleğim dinleyiciler için zevkli olabilir. Ancak icra edenler için sıkıntılı. Buna bir de geçim sıkıntısı eklenince, stres yumağı oldum” demiştir. Motosikletiyle dolaşıp karşılaştığı kadınlara tecavüz eden tenorün kendini savunuş biçimi Türkiye'de konuyla ilgili durumun ne kadar vahim olduğunun ispatıdır.
Sayfa 232
Reklam
Türkiye'de Cinsel Eğitim Yokluğu ve Cinsel Bilginin Kıtlığı
Türkiye'de cinsellik, başka birçok ülkede olduğu gibi, üstü kapalı bir konu olarak kalmıştır ve bu konuda eğitim ve araştırmalar sınırlıdır. Türkiye'de ergenlere yönelik yapılandırılmış bir cinsel eğitim programı yoktur. Aile içerisinde başlaması beklenen cinsel eğitimi verecek olan ebeveynlerin de bu konuda yeterli bilgi birikimine sahip
Sayfa 226-227
Türkiye'de Cinselliğe Bakışı Değiştiren İki Önemli Durum
Farklı kültürlerin varlığı ve kuşak farklılıkları Türkiye'de birçok konuda olduğu gibi cinsellik konusunda da çatışmalara yol açmaktadır. Gençler dünyadaki örnekleri gibi daha çok özgürlük istemekte, geleneksel yapıya sahip aile büyükleri ise bu konuda kısıtlayıcı olmaktadır. Türk toplumunun cinselliğinin toplumca kabul edilebilirliği daha çok evlilik kurumunun korunması ile bağlantılıdır. Böyle olunca gençlerin evlilik kurumuna girmeleriyle kendilerinden önceki kuşakların davranış biçimlerini ve değerlerini benimsemeleri beklenebilmektedir. Aşk, cinsellik, sevgi sadece bunları yaşayan çiftleri ilgilendiren meselelerken büyüklerce onların müsaadeleri altındaymış gibi algılanabilmektedir. Bunun yanında önceki kuşakların belli bir ölçüde değişimi kabul ettikleri de söylenebilmektedir. Genele bakıldığında kentleşme ve yeni yüzyılın gereklerini kabullenmek ile birlikte okulda veya işte tanışarak evlenenlerin, akrabalar vasıtasıyla veya görücü usulü ile tanışanlara kıyasla çocuklarına daha çok özgürlük bıraktıkları görülmektedir . Buna paralel okullaşma, iş yaşamına atılma gibi sosyal çevrelere girme oranları yükseldikçe çocuklara yönelik sosyalizasyon süreçlerinin esnediğini söylemek mümkündür.
Sayfa 218
Cinsel Eğitim Konusu Hayati Bir Önem Taşımaktadır
James Dobson ise cinsel ilişkinin evliliğe kadar ertelenmesi gerektiği fikrini savunmaktadır. Bunun için, “Aile Değerleri ve Cinsel Eğitim” başlıklı değerler temeline dayalı bir öğretim programı geliştirmiştir. Linda Berne ve Pamela Wild'in eseri olan Ergen Cinsel Davranışı: Bir Önderin Gençlikle İlgili Pratik Stratejiler Kaynağı adlı çalışmada
Sayfa 215-217
Cinsellik Alınıp Satılır Bir Hale Getirildi
“Sosyalleştirme sürecinde inisiyatif genellikle sosyalleştirme ajanlarında bulunmaktadır." Cinselliğin ürünleştirip piyasaya sürülmesi karşısında doğal ve insancıl cinselliğin korunup geliştirilmesi son derece zor olmuştur. Böyle bir ortamda cinsellik duygulardan yalıtılmış, insancıllığına yabancılaştırılmış, mekanik bir ilişki biçimine sokulmuştur. İnsandaki cinsel heyecanlar, insan-insan iletişimine gerek duyulmadan yapay olarak boşalma ve orgazm tekniklerine dönüştürülmüştür. Cinselliğin alınır satılır bir meta biçimine sokulması, olayı insancıl özünden uzaklaştırmış, konuyu bir heyecan pazarına dönüştürmüştür. Fransız antropolog Maurice Godelier’in "toplumun peşini bırakmayan cinsellik değildir. Toplum, bedenin cinselliğinin peşini bırakmamaktadır” ifadesini hatırlatmak burada oldukça yerinde olacaktır”.
Sayfa 201-202
Reklam
25 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.