"Öldürmeyeceksin!" buyruğuna verilen önem, belki bugün bizim yüreklerimizde bulunduğu gibi, yüreklerinde adam öldürme tutkusu taşıyan sayısız katil kuşaklarından geldiğimizi göstermektedir.
Ama bana öyle ki, bu herşeyden kurtulma özelliğinin altında, her çeşit hayal kurmalarımızın da her çeşit hikayenin de kahramanı olan Ego hazretleri bulunmaktadır.
"Sinirliliğin" belirsiz görünüşlerini bir yana bırakarak, asıl sinir hastalıklarını ele alacak olursak, uygarlık hayatının en kötü etkilerinin uygar uluslar ve sınıfların "uygar" ahlak dolayısıyla baskı altına alınmış cinsel hayatında dile geldiğini görürüz.
Aslında, bizim dünya yurttaşları, hiçbir zaman korktuğumuz ölçüde alçalmış değillerdir. Çünkü onlar, bizim sandığımız kadar yüksek kimseler değillerdi.
Devletlerin, bireyleri kötülükten alıkoymasının, kötülük yapmayı ortadan kaldırmak amacından değil, onu tıpkı tuz ve tütün gibi tekeline almak amacından doğduğu düşüncesine kesin bir biçimde inanılabilir.