O kadınları gördüm.
Sokaktan geçiyorlardı topluca,
çıplak ayaklı ruhlar misali.
Artlarına bakıyorlardı bir yandan da,
birileri tarafından izlenmenin tedirginliğiyle,
fırtınanın adım adım peşlerinde olduğu endişesiyle...
Ay hırsızıydı onlar.
Sıradan kadın gibi giyinmiş,
sokakları arşınlıyorlardı.
Onlara benzeyenler dışında,
kimse tarafından tanınmıyorlardı.
Güçlüydü, çok güçlü.
Ağır ve kayalık bir dağ misali.
Bende zayıftım, çok zayıf.
Buruşturulup buruşturulup atılan bir şifon kumaş misali.
Sessizlik deseniz, bende.
Taşkınlık deseniz, o da.
Merhamet deseniz, bende.
Bendedir yine elem ve tasa.
Tüm bunlar da, beni derdest eden bir adam uğruna!