Uygarlaşma Sürecinin Miti

Çıplaklık ve Utanç

Hans Peter Duerr

Sayfa Sayısına Göre Çıplaklık ve Utanç Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Çıplaklık ve Utanç sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Çıplaklık ve Utanç kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Normal koşullarda bir kadının bir şövalyenin sırtını sabunlaması sözkonusu değildi, zira kadınların dünyası erkeklerin dünyasından -şölen yemekleri ve yarışmalı oyunlar dışında— bütünüyle ayrıydı. Ardres beylerinin ailelerinde erkek ve kız çocuklar yedi yaşından itibaren ayrı tutulurlardı; kızların düğünlerine kadar geceleri kilitlendikleri ve göz hapsinde tutuldukları bir odaları vardı.
Yahudilerin tersine, Müslümanlarda suyun vücudun her yeriyle temas etmesi gibi bir kural olmadığı için bellerine bir peştamal bağlayıp rahat rahat yıkanıyorlardı. Yine de başlangıçta Peygamber hamamlar -tabii bunlar cinsiyete göre ayrılmıştı konusunda çekingen davranmış ve bir hadisinde inananlara şöyle demiştir: “Hamam denilen o evlere gitmekten kaçının!” Fakat bu mekânların günah yuvası değil, arınma yeri olduğu kendisine açıklandığında - “Ey Allah’ın elçisi, hamam kir ve acıdan kurtarır! ”— fikrini değiştirmiş ve şu karara varmıştır: “içinizden biri oraya gidecek olursa, örtünsün!”
Reklam
Yeni plajlarda delikanlıların çıplak yüzmesi yasaklanmakla kalmadı, kadınlarla erkeklerin suya birlikte girmeleri de yasaklandı, oysa kaplıcalarda yeterince denetleme imkânı olmadığından resmi makamlar buna göz yummak zorunda kalıyordu.
16. yüzyılda ayda bir kez yıkanan I.Elisabeth, Güneş Kral’la karşılaştırıldığında temizlik hastası bir kadın sayılabilirdi. Kralın saray hekimlerinin 1647 ile 1711 yılları arasında tuttukları Journal de la sante de Louis XIV’dan [XIV. Louis’nin Sağlık Güncesi] anladığımıza göre, kral altmış dört yıl içinde yalnızca bir kez -1665 yılında- yıkanmıştır, oysa sağlık nedenleriyle bu sayıyı artırmaya acilen ihtiyacı vardı. Bunun dışında, iki günde bir yüzünü ispirtoya batırılmış bir bezle silmekle yetiniyordu. Kralın erkek kardeşinin durumu da daha iyi değildi. Yine de o, dönemine göre oldukça temiz birine benziyor, çünkü Saint-Simon dükü anılarında onun hakkında şöyle yazar: “Mösyö her tür parfümü kullanırdı ve bir temizlik timsaliydi.”
Sayfa 101Kitabı okudu
1901 yılında resmi merciler Tokyo’daki bir sanat galerisinde sergilenen çıplak resimlerin tümünün belden aşağısının kahverengi kumaşla örtülmesini emretmişler, 1903’te kadın heykellerinin cinsel organlarının üstüne alçıdan yapılmış incir yaprakları yapıştırılmıştı. Ama bir erkek heykelinde yapraklar fazla kabarık duracağından, polislerin penisi testereyle kesmekten başka çaresi kalmamıştı.
Sayfa 112Kitabı okudu
Gezginler ve budunbilimciler, vahşileri fotoğraflamak, ölçüp biçip tanımlamak uğruna onların utanç eşiklerini sık sık vahşice çiğneyip geçmişler ve bu insanları derinden incitmişlerdir.
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam