Dört duvar arasındaki bu dünyada insanlar yalnızca rakamlardan ibaret ve bizi ayıran şey adlarımız ya da Tanrı vergisi yeteneklerimiz değil, işlediğimiz suçlar.
"Yüzlerine bakıyorum teker teker. Aralarında bir kan kardeşi arıyorum. Kendimden biri. Ama göremiyorum onu burada, bu canavarların arasında bile.
Ama böyle biri var. Bu dünyada türünün tek örneği olmadığımı biliyorum.
Bir yerlerde başka biri daha var. Ve beni bekliyor."
Heyecanlı şeyler, hayatlarımızda beklemediğimiz anlarda gerçekleştiğinden, rastladığımız anda bu seyirlikten keyif almaya bakmalı, zamanın monoton akışını bölen bu ender heyacanların tadını çıkarmalıyız.
Tek tip giyiniyoruz, aynı yemekleri yiyoruz, aynı hapishane arabasından aldığımız yıpranmış romanları okuyoruz. Her gün diğerinin aynısı. Derken aniden birşey oluyor ve hayatın bir anda değişebileceğini hatırlıyoruz.