İki çocuk. İkisi de erkek çocuğu. İkisi de 9 yaşında. Ama ne yazık ki onları bu ortaklıktan ayıran öyle bir fark var ki.. Bruno, Nazi güçlerinde asker olan bir babanın oğlu. Schmuel, Auschwitz toplama kampında esir olan bir babanın esir oğlu..
Bruno'nun babasının bu toplama kampına yapılan görevlendirilmesi nedeniyle apar topar taşınma karmaşasıyla başlıyor hikayemiz. Bu durum Bruno'nun canını oldukça sıkıyor çünkü tüm arkadaşlarından ayrılmak zorunda kalıyor. Bruno'nun macera tutkusu ve kâşif ruhu sayesinde yolu dikenli tellerin arkasında olan Schmuel ile karşılaşacaktır. Çizgili pijamalı Schmuel tellerin bir tarafında, Bruno diğer tarafında. Dostlukları sürüp gider... Ta ki Bruno çizgili pijamalarıyla tel örgülerin arkasına geçene kadar..
2. Dünya Savaşı'na tanık olan iki masum çocuk. Din, dil, ırk, fikir ayrılığı bilmeden kurulan dostluk. Bu kitap çocuklar kadar masum kalamadığımızın en güzel örneği. Filmini izlemeden önce kitabını mutlaka okumalısınız.
O kadar gerçekçi bir dil kullanılmış ki, kitabı okurken karakterlere müdahale etme isteği duyuyorsunuz