Bu şehrin, yani Medine’nin, muhtevasını biçimlendirdiği medeniyetin geleneği içinde ayrıcalığının olması kaçınılmazdı. Müçtehitler çağından beri medeniyetimizin referans kaynağı olmasının yanı sıra gelenek içinde de Medine, insan ilişkilerinden gönül bağına dünyanın her yerinden gelen renk ve dil çeşitliliğinin harmonisiyle inananlara kendi rengini yansıtır. Medine’nin geleneğinde; bağrında misafir ettiği, yeryüzünün ve ‘Alemin Efendisi’ni merkeze alan mekan anlayışıyla billurlaşan bir tasavvur vardır. Merkezde Mescid-i Nebevi, O’nun misafir edildiği mekan… Onun etrafında derinliğine bir ruh haliyle yatay olarak büyüyen, ev ev, sokak sokak tüm hücrelere nüfuz eden bir şehir hayatı…