Hayvan: İmge, Simge, Gerçeklik

Cogito - Sayı 32

Cogito Dergisi

En Beğenilen Cogito - Sayı 32 Gönderileri

En Beğenilen Cogito - Sayı 32 kitaplarını, en beğenilen Cogito - Sayı 32 sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Cogito - Sayı 32 yazarlarını, en beğenilen Cogito - Sayı 32 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan, hayvanlardan farklı olarak, doğduğunda neredeyse daha yaşamaya başlamış değildir; çıplak ve zayıftır. Herhangi bir harekette bulunmayı beceremez; her şeye katlanmaktan başka yapabileceği bir şey yoktur; yaşamı, kendisine edilecek yardımlara bağlıdır.
İnsan öyle garip bir yaratıktır ki zevk aldığı şeyler konusunda da yasaklar getirmeye bayılır. Yine başlıca yasakların tabular biçiminde seks ve yiyecek alanlarında getirildiğini görürüz. Kutsal Kitap ise Tanrı’nın belli bir ağacın meyvalarını Adem’e yasaklamasıyla yiyeceğe getirilen ilk sembolik yasağı gösterir.
Reklam
İnsanın hayvanların yaşam ve güçleri üzerindeki (egemenlik) hakkı şu gerçeğe dayanır: Bilinçteki netliğin artmasıyla acı çekme de aynı ölçüde arttığından, hayvanın ölüm ya da çalışma yoluyla çektiği acı, insanın yalnızca hayvanın etinden ya da gücünden yoksun olmakla çekeceği acı kadar büyük değildir. (“Hayvanlar Üzerindeki Hakların Sınırları”-ArthurSchopenhauer)
İnsanlarla ilgili çıkarımlarda bulunmak için hayvanları kullanan bütün psikolojik araştırmalarda karşılaşılabilecek bir açmaz vardır. Eğer hayvan denekler bize, bir model oluşturacak ölçüde benzemiyorlarsa, o zaman deneyler anlamsızdır. Yok eğer hayvanlar bize bir model oluşturabilecek kadar benziyorlarsa, o zaman onlara insanlara etmeyeceğimiz şekilde muamele etmeyi haklı çıkarmak imkânsızdır.
İnsanı hayvanlardan ayıran önemli özellik, birçok şeyi tat almak ya da zevk almak için yapıyor olması. Bunların başında da hiç kuşkusuz seks ve beslenme geliyor. Hayvanlar içgüdülerinin kendilerine emrettiği zamanlarda seks yaparlar, oysa bunu kültürünün bir parçası haline getirerek bir eğlence unsuru yapan insandır.
Dünya coğrafyası kâşiflerce tümden arşınlandı gibi görünüyor ve biz “sıradan insanlar” ‘1’ rakamıyla başlayan binli yılları İsa’sız geride bırakmanın hoyratlığıyla sevgili gezegenimizden sıkıldığımızı gözlerimizi gökyüzüne çevirebildiğimiz anlarda yineliyoruz. “Keşfedildi” derken bile payımıza düşen hiçliği dünya kadar büyütüp körlüğümüze iğneliyoruz.
Reklam