Coğrafi Keşiflerin İçyüzü
Abdurrahman DilipakQuotes
Uydulardan çekilen fotoğraflardan anlaşıldığına göre Grönland bir ada değil, üç adadan meydana gelmektedir. Piri Reis de haritasında Grönland'ı üç ada olarak göstermiştir.
MÜSLÜMANLARIN KRİSTOF KOLOMB’DAN ÖNCE AMERİKA’YI KEŞİFLERİ
Dil âlimleri Kristof Kolomb’dan evvelki zamanlarda Kızılderililerin dillerinde Arapça asıllı kelimelerin bulunduğunu ortaya çıkarmışlardır.Diğer taraftan Kristof Kolomb, Küba kıyılarında havlamayan köpekler görmüştür ki, bunlar da Batı Afrika cinsi köpeklerdir.Öyle görülüyor ki, eski dünya ile yeni dünya arasında seyrüsefer ilk olarak Müslümanlar tarafından kurulmuştur.
Sayfa 19Kitabı okudu
MÜSLÜMANLARIN KRİSTOF KOLOMB’DAN ÖNCE AMERİKA’YI KEŞİFLERİ
Siyah askerler ile birinci ve ikinci seferlerdeki beyaz Berberilerin bazıları Kristof Kolomb’un seyahatinde karşılaştığı ve ruznamesinde kaydettiği siyah halkın ecdadı olmalıdır.Kristof Kolomb, orada birbiriyle savaş eden siyah ve kırmızı derili kabileler gördüğünü söyler.Çok muhtemelen Berberiler, Batı Afrika’da en yakın nokta olan Brezilya’ya ulaşmışlardır.Brezilya kelimesi ne Brezilya ve ne de Avrupa dillerinden bir kelimedir.Bu kelime dil âlimlerini (etimolojist) şaşırtmıştır.Bizim hipotezimiz bunu kolaylıkla açıklamaktadır.Şöyle ki: Berberi kabileleri arasında Birzala isminde bir kabile vardır.Bu kabilenin azalarının toplu ismi Brazil’dir.O zamanlarda yer isimleri orada yaşayanlardan gelmekteydi.Müslümanların Okyanustaki aramalar dolayısıyla yapmış oldukları seferde Birzala fertlerinden (azalarından) müteşekkil bir grup bu yerde yerleştiler.Bu yer muhtemel bir ada idi.Böylece buraya Brazil ismini verdiler.Sonradan bütün bölge bu ismi aldı.
Sayfa 18Kitabı okudu
Pilot Richard E. Byrd ise 1926'da Kuzey Kutbu 1929'da Güney Kutbunu hava yoluyla aşan ilk kişi oldu.
Üzülerek belirtelim ki, Cumhuriyetin ilk yıllarında yayınlanan tarih kitaplarında batının sömürgeci karakterlerinden hiç bir kelime ile söz edilmemiş, coğrafi keşifler tek yanlı bir övgü ile geçiştirilmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında oluşturulan Tarih Kurumunun bu gerçeklerden habersiz olduğu düşünülemez. Yeniden yazdırılan tarih kitaplarında Osmanlıya karşı her türlü tecavüzkar dil kullanılırken, Batılılardan sadece övgü ile sözedilmesi ve sömürgeci karekterinin sistemli bir biçimde görmemezlikten gelinmesi düşündürücü değil mi?
Sayfa 23Kitabı okudu