Toprağa bıraktığın tohumun çok uzun bir süre önce bıraktığın, artık bırakmış olduğunu bile unuttuğun bir gün, bir sabah toprağı çatlatarak görünüvermesindeki sessiz şaşkınlık havasıyla çıkmıştı ortaya.
Benim kanım, diyordu, toprağım… kanımı emdiler, beni öldürdüler. Şimdi şaşkın, saplanacağı yeri bilmeden ya da zaten yanlış bir yere saplanmış olarak kaldım.
…sıkıntı büyüdü mü insanın içinde diyorum.. yalnızlık.. bir çeşit intihar gibi.. çünkü kendini yitiriyorsun, çoğu kez bunun farkında da değilsin, asıl o zaman ölmüş gibi oluyorsun.