Çokkültürlülük

Milena Doytcheva

Quotes

See All
Bireyler, istedikleri var olma biçimini seçmekte ve aynı şekilde inançları değiştiğinde var olma biçimlerini değiştirmekte serbesttir. Bireyin ahlaki değerinin tek kaynağı kendisidir. Bu da, bireylerin çıkarını kapsamayan bir ortak çıkar dayatacak bütün önlemleri dışlar. lkinci temel, devletin tarafsızlığıdır: Devletin tek görevi herkese, serbest­çe seçtiği, yaşamaya değer bir hayatı sürmenin koşullarını sağlamaktır. Dolayısıyla ortak taleplere verilecek her türlü destek tarafsızlık idealine halel getirmiş, kişisel hakları sı­nırlamış gibi görünecektir.
Sayfa 45 - İletişim Yayınları
Tanıma projesi gerçekte kültürel geleneklerin sürekliliğini varsayar. Hâlbuki “kültürler” bu türden bir sabitlikten yoksundurlar. Kültürcülüğe özgü statik bakış açısının aksine kültürler tanımları değişmeyen bütünler oluşturmazlar, belirgin nitelikleri hareket ve değişimdir . Yaşamaya devam etmelerini sağlayan saflık ve sahicilikten ziyade bu evrim geçirme ve adapte olma kapasitesidir. Kültürel temas durumlarında ödünç alma, değiş tokuş etme ve melezleştirme süreçleri ortaya çıktığında bu dönüşümlerin arkasındaki itici güç dışsal olabilir. Göç gibi yeni toplumsal bağlar içinde yer aldığında kültürler aynen yeniden üretilmezler, bunun yerine antropolojinin kültürleşme başlığı altında incelediği gibi karmaşık yeniden yorumlamaların öznesi olurlar (Cuche, 2004).
Sayfa 119 - İletişim Yayınları
Reklam
Frantz Fanon'un [1961] sömürgecilik karşıtı düşüncesinin izinden giderek Taylor, tanınmanın reddedilmesinin sadece bir saygısızlık olmadığını, kurbanlarında “felç edici bir kendinden nefret yaratan vahşice bir kimlik yaralamasi” olduğunu öne sürer. Sonuçları bakımından, tanıma, insanlara gösterilen bir kibarlık değil hayati insani bir gereksinimdir (Taylor, 1994]. Ve bu gereksinime, Taylor'a göre, baskı altında kalan grupların kendilerine dayatılmış, hatalı ve yıkıcı imgeleri yıkmalarını sağlayabilecek, eşitlikçi bir tanıma politikasıyla cevap verilmesi uygun olur.
Sayfa 56 - İletişim Yayınları
Çokkültürlülük
“Bu düşünce, 1970’li yılların başında göç alan iki ülke Avustralya ve Kanada hükümetlerinin yerli halkların ve göçmenlerin kültürel farklılıklarını teşvik etmeye yönelik çokkültürlülük politikaları olarak adlandırdıkları politikaları benimsemesiyle doğmuştur.”
Sayfa 12
...milli toplumda, ortak bir kültür ve eğitimin gereksinimleri tek bir kültürün üstünlüğüne varır: Çoğunluğun kültürü ya da en "asil" kültür kendini azınlık kültürüne dayatır ve onları özgüllüklerinden arındırma eğiliminde olur.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.