İçinden ne zapt edilmez düşünceler geçtiğini ben biliyorum, oysa ne dayanıklı görünürdü, onu yıkan yoksulluk olmadı, ne olduğunu açıkça anlatamıyorum ama bir başka şey yıktı onu, kahır gibi bir şey ve katlandı ama artık katlanamayacak, çünkü bir insanın sinirleri bir noktaya kadar geriliyor ve ondan sonra zorladın mı dayanamıyor.
Bir gece, beni dövmek için hazırladığın nar çubuğunu elinden alıp seni dövebilirdim, yapmadım, sen bunu anlamadın, sandın ki, ben senin kaba gücüne boyun eğdim, oysa, her şeye rağmen babalık hakkı diye bir şeylere inanmaya çalışıyordum, anlamadın.
Bir süre, kapadığı kapının orda, ayakta, durup baktı babasının yüzüne. Bu denli değişme, birden korkuttu Kerim’i. İnsan, demek bu kadar değişebilir, bu kadar ufalabilirmiş! Bu, benim babam, bana dayak atan, göz açtırmayan.