400.000 yıl önce bile, Neandertal yaşamının temel dinamikleri uzun süredir mevcuttu. İnsan yaşamı, olgunlaşan kabuklu yemişlerle, göç eden küçüklü büyüklü hayvanlarla, mevsimlerle yakından bağlantılı olarak sürüyordu.
Neandertallerin ağırlıklı olarak etçil oldukları neredeyse kesindir. Bunu, Neandertal dişlerinin kemik kolajenlerindeki kararlı izotoplardan biliyoruz. Güneybatı Fransa'da Jonzac kaya sığınağında bulunan 5 5.000 ila 40.000 yıl öncesine ait büyük ve aşınmış bir Neandertal dişindeki kolajen, ete dayalı bir beslenme düzenini yansıtıyor.
İlk Neandertal fosili, 1830'da Belçika'daki Engis mağarasından gelen iki, üç yaşlarında bir çocuğa ait kafatasıydı. Böyle küçük yaşta bile göz çukurlarının üzerinde yeni başlamakta olan kaş çıkıntılarını gösteriyordu.
MS 79 senesinin Ağustos ayında Vezuv Dağı'nın patlaması, Napoli Körfezi'ndeki Roma şehirleri Herculaneum ile Pompeii'nin büyük kısmını yok etti ve binlerce insanı öldürdü.
Genetik çeşitliliğimiz yaşayan en yakın akrabalarımız olan şempanzelerinkine oranla çok daha az, aslında Batı Afrika'daki şempanze gruplarının münferit üyeleri arasındaki genetik çeşitlilik, yeryüzündeki bütün yaşayan insanlarınkinden fazladır.
Hızlı, hareketlilik, sürekli yenilik, planlama, maharet; modern insanların Afrika’dan çıkıp Yakındoğu’ya ilerlediği büyük yayılma esnasında sapiensi ayakta tutan bir niteliklerdi.