Verite - Phase Me Out (bu sefer okurken dinlemesem de diğer kitaplarda dinleyeceğim)
Tam daha ne yazılabilir ki derken Sarah çenemi kapattı. Başlangıç kısmı hızlı olsa da 50.sayfandan sonra baya bir süre okuyamadım. Sonra konsantre olup bütün gece okudum ve 6-7 gün olsa da aslında 2 günde bitti kitap. Hiç sıkılmadan, uykum gelmeden okudum. Okurken duygusal bir krize girmiş olabilirim. Chaol'un beni ağlatmasına az kalmıştı. O kadar ince ve romantik bir karakter ki, içimi yakıyordu. Celaena, Kralın Şampiyonu, Kralın Suikastçısı, öldürmesi gerekenleri öldürmeyip büyük bir risk alıyor. Ama kitapta o kadar çok olay oluyor ki, bu olaya sayfa kalmıyor. Her kitapta olduğu gibi bu kitapta da yeni karakterler girdi. Ama kalıcı kimse yoktu. Archer. Bunun hakkında bir sürü sitem dolu cümle yazabilirim. Bık-tır-dı. Resmen bıktım. 'Celaena, yeter! Vur kılıcı kurtul!' dedim durdum Archer her geldiğinde. Üzgünüm,üzgünüm,lütfen,üzgünüm. Üzgünüm lafından nefret ettim Archer sayesinde. Gıcık kapmıştım zaten ilk başlarda. Haksız da çıkmadım. Şimdiden son kısımlara atlarsam inceleme hemen biter. O yüzden şimdilik Archer konusunu kapatıyorum.
Celaena-Chaol-Dorian üçlemesine geliyorum. İlk kitapta da demiştim ben Chaol taraftarıyım aslında. Ama Dorian'a karşı kötü hislerim yok. Çünkü onun da kötü hisleri yoktu. Karanlık Taç'ta Chaol ve Celaena'ın arasından kendi kendine çekilme kararı alması ona olan saygımı arttırdı diyebilirim. Hatta diyorum. O bu kararı aldığında kitabı bırakıp alkışladım ve 19 yaşında olan her erkek senin gibi olgun olabilseydi keşke dedim. Chaol'a gelince, en sonunda Celaena ile arasına çizdiği o çizgiyi aşma kararı aldı ve bence kötü yapmıştı. Biraz daha sürünmelerini, aşklarından yanmalarını isterdim. Ama...Sarah sesimi duymuş gibi bu mutluluğu uzatmadı. Mutlu çifti ayırdı ve beni mutlu etti. İkisini sevmiyor muyum? Seviyorum, birbirlerinden kopmalarını istemiyorum ama aşk kuşları gibi yaşamalarına da göz yumamam. Benim aşk kitabımda yok. Sarah'yı bu yüzden seviyorum belki de. Yaşamak istediğim, yaşamayı tercih edeceğim tarzda aşkı kaleme öyle bir döküyor ki, gözlerimi yaşartıyor. O ağır, birbirini zamanla tanımalarına göz yuman, ağır başlı, esprili, karizmatik ve iflah olmaz romantik aşkı kaleme alışı beni benden alıyor. Asla tarzını değiştirmesini istemezdim. Zor aşk, ulaşılamaz,önünde engeller olan ve buna rağmen birbirinden kopamayan , o mükemmel romantizmi her zaman okumak istiyorum. Zaten (ben yeni öğrendim) dizisi geliyor yakında bu mükemmel serinin. Umarım saçma sapan yerlere çekilmez ve ayrıntılı bir şekilde işlenir. Zaten okurken dizi izliyormuş gibiyim ama yine de izleyeceğim. Kitapta olanlardan bahsetmeyi unutuyorum her seferinde. Bana göre bu kitapta üç büyük olay oldu biraz spoi olacak ama üzgünüm bu kısmı atlayabilirsiniz. 1.olay- Nehemia'nın ölümü. Ve bunu gören Celaena'ın kendini kaybedip, Chaol'u öldürmeye çalışması. Bu kısımda gözlerim yerinden çıkmak üzereydi. Dorian sağolsun, Chaol yaşıyor. 2.olay-(belki size göre normaldi ama olsun) Chaol ve Celaena'ın ayrılması, hatta hiç konuşmaması. Yabancı olmaları. Celaena'ın Dorian'la konuştuğu sırada Chaol'un onları görmesi içimi yakmadı desem yalan söylemiş olurum. 3.olay- Celaena'ın Celaena olmaması. Bundan sonra neler olacak Allah ve kitabı okuyanlar bilir... Ben tek bir cümlesinden bile sıkılmadım -archer'ın üzgünüm kelimesi hariç- gözümü kırpmadan okudum. Güçlerin keşfinden, canavarları haklama yerlerine kadar her sayfasından keyif aldım. SARAH diyorum başka da bir şey diyemiyorum. Kazandığı her kuruşu, her hayranının sevgisini sonuna kadar hak eden bir yazar. Muhteşem bir kadın. Türkiye'ye gelmesini istediğim üç yazardan biri o. Şu an kitabı okurken bahsedeceğim yerleri unuttum, bundan nefret ediyorum. Farklı gözlerden anlatım kısımları, emeğe saygı demem gerekiyor sadece. Bu kadar güzel yazılamaz bir kurgu, bir aşk, entrika, ihanet. Geriye kalan her şey. Daha fazla yazmak isterdim ama Sarah'nın ne kadar mükemmel bir yazar olmasından başka bahsedecek bir şey bulamıyorum şu an. Kesinlikle okumayanların çok şey kaçırdığı bir yazar. Daha fazla ilgiyi hak eden bir yazar. Ben Game of Thrones izlemek yerine onun kitaplarını okumayı tercih ediyorum. Game of Thrones izlemek yerine Thorne of Glass izlemeyi de tercih ederim. (Diziye hakaret değildi,tercih meselesi sadece.) okuyun. Okuyun. Okuyun. Lütfen okuyun. Dizi geldiğinde kitabı okumadan izleyenlerden olmayın. Okuyup iliklerinizde yaşayın. O dünyanın tadını alın. İçinizde hissedin. Ben bu kitabı ve yazarı öve öve bitiremem. O yüzden siz kapağına aldırış etmeden alın ve okuyun. Dizi çıktığında dex yeniden basacak kitapları, o zaman herkesin elinde olacak ama belki de siz çoktan okumuş olacak, daha yeni okuyanlara gülümseyeceksiniz. Bir şeyi okumaya başlamak için popüler olmasını beklemeyi bırakmalısınız, neden önce siz keşfetmeyesiniz. Ben çok geç kaldım bu seriyi okumak için. Ama tanışmayanlar, okumayanlar hala var. Siz tanışın, okuyun. Tavsiye edin. Okutturun.