Cthulhu’nun Çağrısı
H. P. Lovecraft
Yorumlar ve İncelemeler
CTHULHU'NUN ÇAĞRISI İNCELEME
Nasıl başlayacağımı bilemedim ama bitirmişken bir inceleme yazısı yazayım istedim bu kitap hakkında.
Şöyle ki benim çok ama çok büyük umutlarla başladığım bir kitaptı Cthulhu'nun Çağrısı... H. P. Lovecraft'ın oluşturduğu dünyadan çok fazla şeye denk geldim gerek oynadığım oyunlardan gerek okuduğum bazı kitaplardan. Bu yüzden de bu seri benim için çok yüksekteydi başlamadan önce fakat başladıktan sonra o kadar beklentimi karşılamadığını fark ettim. Belki de çok üstün bir şey beklediğim içindir ama şu da var ki okurken sürekli ilerlemiyormuş gibi hissettim. Yani 100 sayfa okuyorum kendimce ama baktığımda 10 sayfa anca okumuşum. Hikayeler güzeldi denebilir bazıları beni çok sarmasa da bazılarının tek solukta bitirdim kitaptaki hikayelerin. Anlatımı idare ederdi içinde bazen çok önemli noktalara değiniyor yazar. Betimlemeler ve açıklamalar da detaylı ve iyiydi. Genel olarak baktığımızda güzel bir kitap özellikle mitolojik alıntıları, hikayeleri, karakterleri seviyorsanız sizi içine çekiyor. Şimdi biraz ara verdikten sonra serinin diğer kitaplarını da okuyacağım. Teşekkürler okuduğunuz için. ️ 
Cthulhu’nun Çağrısı 
H. P. Lovecraft
“Ama dünya çirkinliklerle doludur.”
Diyor kitabında H. P. Lovecraft
Cthulhu'nun Çağrısı Korku üzerine harika hikayelerden oluşan bir eser. Oldukça akıcı bir anlatımı olan ve korkuyu hissettiren bir kitap.
Çok severek okudum. Herkese naçizane tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Değerli çevirisi için Dost Körpe’ ye teşekkürler.
Arka Kapaktan Alıntı:
Lovecraft’ın neden korku edebiyatının ustası olarak anılması gerektiğini gösteren; yabancılığın, dehşetin, tekinsizliğin anlatıldığı toplam yedi öykü var bu kitapta.
Korku ancak gördüğümüzde bilebildiğimiz bir şey midir? Yoksa bilmediğimizi gördüğümüz şey midir? Belli ki Lovecraft bunu sorguluyordu bu öyküleri yazdığı sırada. Hep korkularımızdan ve bilmediklerimizden bahsetmeye çalıştı. Çalıştı diyoruz, çünkü asla tam olarak bahsedilemeyeceğini biliyordu. Tıpkı bu öykülerde olduğu gibi, dehşeti tarif etmek mümkün değildi. Tarif eden ya mezarlığa düştü ya da akıl hastanesine; ya müzisyen oldu ya da ressam; ya aynaya baktığında başkasını gördü ya da denizin dibinde buldu kendisini.
Bu kitap bir dehşet davetiyesi, bir delilik güzellemesi.
Bu, Lovecraft’ın çağrısı…
“Lovecraft’ın eserleri modern korku edebiyatında bir dönüm noktası.” -Clive Barker
