Cumhuriyet Tarihi Soyadı Hikayeleri

Emine Gürsoy Naskali

Cumhuriyet Tarihi Soyadı Hikayeleri Quotes

You can find Cumhuriyet Tarihi Soyadı Hikayeleri quotes, Cumhuriyet Tarihi Soyadı Hikayeleri book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
manço soyadına dair. barış mançonun hayat hikayesinden.
Manço: “Konya ovasında yaşayan Mançozade adlı büyük bir aile, Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u almasıyla birlikte Rumeli’ye göç etmiş ve Selanik’e yerleşmiştir. Birinci Dünya Savaşı’na kadar Selanik’te yaşayan Mançozade ailesi, savaşın hayat koşullarını güçleştirmesi nedeniyle tekrar İstanbul’a göç etmiştir. Mançozadelerden Mehmet Abdi Bey İstanbul’da bir konağa yerleşmiş ve arkadaşının kız kardeşi olan Nimet Hanım’la evlenmiştir. Yıllar sonra Nimet Hanım, Barış Manço’nun ‘Gülpembe’ şarkısının ilham kaynağı olacaktır. Cumhuriyet devrimlerini yaşayan aile Soyadı Kanunu ile birlikte Mançozade olan aile adlarını değiştirerek Manço soyadını alırlar.” (Barış Manço’nun hayat hikayesinden)
Sayfa 133Kitabı okudu
Atatürk, lütfi kırdar, kerkük, kütahya...
Soyadı ile değil, ama Kerkük ve Atatürk’le ilgili bir anım. Milli Mücadele bitince, babam siyasi oluşum yerine, mesleği olan doktorluğa devamı tercih ediyor. Ancak, bir süre sonra Atatürk babamı davet ediyor ve ‘Doktor, Milli Mücadele’de büyük hizmetler verdiniz, şimdi de Parlamento’da hizmet vermenizi istiyorum... Siz Kerküklüsünüz biliyorum, maalesef henüz Kerkük’ü yeni Türkiye’ye katmakta başarılı olamadık. Bu bakımdan ismi (K) harfiyle başlayan diğer bir ilimizi temsil edeceksiniz’ diyor. Ve babam Kütahya milletvekili oluyor!” (Dr. Lütfi Kırdar’ın oğlu emekli büyükelçi Üner Kırdar)
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
olaya bak...
Yurtbekler: “Rahmetli dedem Milli Mücadele yıllarında yaklaşık sekiz sene askerlik hizmeti yapmış. Bu süre zarfında pek çok cephede savaşmış. Yaklaşık iki yıl İngiliz esaretinde kalmış. Terhis olduktan sonra trenle Hatay’a gelirken su içmek için indiği treni kaçırmış ve yaya olarak yola devam ederken askerler tarafından tekrar orduya alınmış. Böylece bir süre daha askerlik yaptıktan sonra adını bilmediğimiz bir paşanın çiftliğinde kâhya olarak çalışmaya başlamış. Dedemin hikâyesini öğrenen paşanın önerisiyle soyadımız Yurtbekler olmuş. Benim adımdaki ‘paşa’ işte bu bahsi geçen paşaya istinaden verilmiştir. Dedemin adı da Veli’dir.” (Velipaşa Yurtbekler)
Duman: “Rıza Duman’ın dedesi ve köy halkı birlikte köyün meydanında ateş yakıp etrafında toplanırlarmış. Duman hep onun oturduğu tarafa gelirmiş. Bir gün soyadı için gezerlerken ona da sormuşlar soyismin ne olsun diye. Halk da bir ağızdan Duman deyince, o da olsun bari demiş.” (Ayşe Kara)
balıkesir ve çanakkale sağdıç ve efe dolu hâlâ. :D
Sağdıç: “Babamın dedesi yani büyük dedemizin askerlik arkadaşı aynı zamanda evlenirken sağdıcı olduğundan, o arkadaşı da Soyadı Kanunu çıktığında orada görevli bir memur olduğundan, büyük dedemize soyadımızın Sağdıç olmasına ilişkin bir teklif sunmuş, dedem de kabul etmiş ve soyadımız Sağdıç olmuş.” (Serpil Sağdıç, Balıkesir)
Soyadı Kanunu'na itiraz edenler, soyad almayı reddedenler oldu; mesela Dr. Adnan Adıvar ve Halide Edip Adıvar. Adıvarlara göre, kendileri zaten çevrelerinde tanınan, bilinen, adı sanı malum insanlardı, soyadına ihtiyaçları yoktu. Soyadı almak adı sanı belli olmayanlara uygun düşerdi. Atatürk'ten gelen ikaz sonucu bir soyadı almışlar ama kızgınlıklarını da belirtmek amacıyla, "bizim adımız, şöhretimiz malumdur" anlamına gelen Adıvar soyadını seçmişlerdi.
Reklam
konudan bağımsız bir de erhan var. güllü erhan. (= (=
Güllüoğlu: “Ben Abdurahman Emrah Güllüoğlu. Aslen Urfalıyım ve İstanbul’da ikamet etmekteyiz. Dedelerim Osmanlı döneminde Urfa’da yaşamışlar. Bahsettiğim dedemiz medresede eğitime gidermiş. İsmi Ahmet. Okuldaki Ahmet isminin fazla olması karışıklık çıkarmış. Dedemizin cepkenine annesi iğneyle gül işlemiş; okula giderken hep bu kıyafetini giyermiş. Hangi Ahmet sorusunun cevabı ‘cepkeni güllü Ahmet’ olarak söylenmiş ve Güllü Ahmet olarak lakaplaşmış. Soyadı Kanunu’nda Güllüler olarak kalmış. Soyadı Kanunu’ndan sonra bazı büyükler sadece Güllü kullanmış, diğer taraftan bazıları da ‘zade’ ekinin yerine Türkçe olan ‘oğlu’ kelimesini ekleyerek kullanmış.” (Abdurahman Emrah Güllüoğlu)
Sayfa 117Kitabı okudu
Çırak: “Dedemin büyükleri vefat ettiğinden dolayı Soyadı Kanunu çıkınca dedem soyadının ne olacağına kendi karar vermek durumuda kalmış. O zamanlar, yanında çıraklık yapmakta olduğu ustası Leblebici Kemal diye anılan Kemal Uzun görevli memura: ‘Sen bizim çırağın soyadını Çırak yaz’ demiş. Dedem de saygısından dolayı karşı çıkamamış. Ve soyadımız Çırak olmuş.” (Samet Çırak)
Yakıcı: Dedem (babamın dedesi) Âşık Mehmet Yakıcı (1879-1950) 20. yüzyılda Konya âşıklık geleneği içinde yetişmiş ozanlardandır. 1934 yılında yürürlüğe giren kanunla soyadlar belirlenirken Âşık Mehmet’e ‘Sana türkü, destan yakar anlamında Yakıcı soyadını vermek istiyoruz, sence uygun mu?’ şeklinde bir soru yöneltilmiş ve ‘Uygundur’ cevabı alınınca da resmileştirilmiş.” (Ali Yakıcı)
Dündar: “Babamın dedesi imammış. Çevrede herkes onun dindar bir adam olduğunu bilirmiş. Soyadı verileceği günlerde nüfus müdürüyle karşılaşan dedeme nüfus müdürü ‘Seni çevrede herkes dindar biri olarak tanır. Sana bu soyadını verelim’ demiş. Dedem de kabul etmiş. Fakat nüfus memuru yanlış yazınca soyadımız Dindar değil, Dündar olmuş.” (Özlem Dündar)
Sayfa 221Kitabı okudu
43 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.