Yoksa Siz de mi Kandırıldınız?

Cumhuriyet Tarihi Yalanları 1.Kitap

Sinan Meydan

Quotes

See All
(...) ister istemez insanın aklına, Sadrazam Ahmet İzzet Paşa ve diğer Osmanlı yöneticileri Atatürk’ün raporlarını dik­kate alsalardı ve Yıldırım Orduları Grubu’nu dağıtmayarak Atatürk’e hareket serbestliği tanısalardı acaba İngilizler ve Fransızlar Anadolu’ya ayak basabilir miydi? diye sormak geliyor. Bence, eğer Osmanlı yöneticileri biraz cesur olabilselerdi ve biraz da düşmanlarını tanısalardı Atatürk Anadolu’nun işgaline engel olabilirdi. Ama onlar Atatürk’ün aksine İngilizlerin merhameti­ ne, îngilizlerin centilmenliğine sığındılar!
Reklam
Mondros mütarekesi sonrası Atatürk:
İngilizlerin karaya asker çıkarmalarına izin vermedim! lngilizler İskenderun'a çıkarsa ateşle karşılanmalarım em­rettim! Orduları terhis edersek ve İngilizlerin her dediğine boyun eğersek onların ihtiraslarının önüne geçemeyiz. İngilizlere nazik davranmaya yaradılışım elverişli değildir! İngilizlerin isteklerine karşı çıkmazsak, ordumuzun yönetil­mesini ve hatta Osmanlı Bakanlar Kurulu’nun seçilmesini bile lngilizlere bırakmak zorunda kalırız. Hangi şartta olursam olayım, yurt selameti için doğru bil­diklerimi söylemekten nefsimi alıkoymam!
İzzet Paşaya gönderilen raporların özeti
En çok söylenen Cumhuriyet tarihi yalanlarından biri "Vahdettin hain değildir!" yalanıdır. Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'ndaki büyük rolünü küçültmek isteyenlerin söylediği bu kuyruklu yalan, aslında tipik bir "yobaz yalanıdır". Sözüm ona "dinsel gerekçelerle" Osmanlı'ya sahip çıkan "cumhuriyet karşıtı yobazların" üretip dillerine doladıkları bu Kurtuluş Savaşı yalanı, "resmi tarih eleştirisi" adı altında topluma enjekte edilmiştir. Kurtuluş Savaşı sırasındaki politikası nedeniyle 1922 yılında TBMM tarafından resmen hain ilan edilen Padişah Vahdettin, kendisinin bile tahmin edemeyeceği şekilde, zaman içinde parlatılarak, bugün neredeyse Kurtuluş Savaşı kahramanı haline getirilmiştir.
Atatürk, daha düşman Anadolu’ya ayak basmadan önce “Anadolu direnişine” başlamıştır. Atatürk’ün Halep’in kuzeyinde direniş hazırlıkları yaptığı ve İskenderun’a girecek İngiliz ordusuyla çarpışmaya hazırlandığı o günlerde Türkiye’nin neresinde hangi direniş hareketi vardı? Kuvayı Milliye henüz kurulmamıştır. Hiçbir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti yoktur. İlk kurşun daha sıkılmamıştır. Hiçbir yerel kongre toplanmamıştır. Enver Paşa Hindistan’a yeni bir sefer yapmayı düşünmek­ tedir. Padişah Vahdettin ise İngilizleri kızdıracak, küstürecek ha­reketlerden ısrarla kaçınılması gerektiğini öğütlemektedir. İşte, 1918’in Kasım ayının başlarında Türkiye’deki manzara budur. Bir tek o, yaklaşmakta olan tehlikenin farkındadır ve bir tek o, bu büyük tehlikeye yönelik ciddi önlemler almaya başlamıştır.
Göze batacak değil gözü çıkaracak sakıncalar
Hamidiye kahramanı Osmanlı Bahriye Nazırı Rauf Bey’in, “İngiliz centilmenliğine” güvenerek imzaladığı Mondros Ateşkes Antlaşması’nı Ahmet İzzet Paşa Hükümeti de olumlu karşılamış­tır. Padişah Vahdettin de Mondros’tan memnundur. İsmet Paşa bile “mütareke metni okunduğu zaman açık ifade ile göze ba­tacak sakıncalar taşımadığını” belirtmiştir.
Reklam
Atatürk döneminde (1923-1938) yapılan tarih çalışmaları ve yazdırılan tarih kitapları, 600 yıllık Osmanlı tarihi boyunca yapılan tarih çalışmalarından ve yazdırılan tarih kitaplarından kat be kat fazladır. Türk'e tarihini ilk kez derli toplu olarak öğreten Atatürk'tür. Dolayısıyla, "1928'de alfabe değişti, tarihimizden koptuk" iddiası içi tamamen boş bir iddiadır. "Sanki Osmanlı'da, geçmiş hakkında, Türk tarihi hakkında okuyacak çok şey vardı da harfler değişince bunları okuyamaz olduk!" Türk tarihinin temel kaynaklarının pek çoğu Atatürk Türkiyesi'nce Latin alfabesine çevrilmiştir.
Sayfa 429 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.