Yoksa Siz de mi Kandırıldınız?

Cumhuriyet Tarihi Yalanları 1.Kitap

Sinan Meydan

Quotes

See All
(...) ister istemez insanın aklına, Sadrazam Ahmet İzzet Paşa ve diğer Osmanlı yöneticileri Atatürk’ün raporlarını dik­kate alsalardı ve Yıldırım Orduları Grubu’nu dağıtmayarak Atatürk’e hareket serbestliği tanısalardı acaba İngilizler ve Fransızlar Anadolu’ya ayak basabilir miydi? diye sormak geliyor. Bence, eğer Osmanlı yöneticileri biraz cesur olabilselerdi ve biraz da düşmanlarını tanısalardı Atatürk Anadolu’nun işgaline engel olabilirdi. Ama onlar Atatürk’ün aksine İngilizlerin merhameti­ ne, îngilizlerin centilmenliğine sığındılar!
Reklam
Atatürk, daha düşman Anadolu’ya ayak basmadan önce “Anadolu direnişine” başlamıştır. Atatürk’ün Halep’in kuzeyinde direniş hazırlıkları yaptığı ve İskenderun’a girecek İngiliz ordusuyla çarpışmaya hazırlandığı o günlerde Türkiye’nin neresinde hangi direniş hareketi vardı? Kuvayı Milliye henüz kurulmamıştır. Hiçbir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti yoktur. İlk kurşun daha sıkılmamıştır. Hiçbir yerel kongre toplanmamıştır. Enver Paşa Hindistan’a yeni bir sefer yapmayı düşünmek­ tedir. Padişah Vahdettin ise İngilizleri kızdıracak, küstürecek ha­reketlerden ısrarla kaçınılması gerektiğini öğütlemektedir. İşte, 1918’in Kasım ayının başlarında Türkiye’deki manzara budur. Bir tek o, yaklaşmakta olan tehlikenin farkındadır ve bir tek o, bu büyük tehlikeye yönelik ciddi önlemler almaya başlamıştır.
Mondros mütarekesi sonrası Atatürk:
İngilizlerin karaya asker çıkarmalarına izin vermedim! lngilizler İskenderun'a çıkarsa ateşle karşılanmalarım em­rettim! Orduları terhis edersek ve İngilizlerin her dediğine boyun eğersek onların ihtiraslarının önüne geçemeyiz. İngilizlere nazik davranmaya yaradılışım elverişli değildir! İngilizlerin isteklerine karşı çıkmazsak, ordumuzun yönetil­mesini ve hatta Osmanlı Bakanlar Kurulu’nun seçilmesini bile lngilizlere bırakmak zorunda kalırız. Hangi şartta olursam olayım, yurt selameti için doğru bil­diklerimi söylemekten nefsimi alıkoymam!
İzzet Paşaya gönderilen raporların özeti
Göze batacak değil gözü çıkaracak sakıncalar
Hamidiye kahramanı Osmanlı Bahriye Nazırı Rauf Bey’in, “İngiliz centilmenliğine” güvenerek imzaladığı Mondros Ateşkes Antlaşması’nı Ahmet İzzet Paşa Hükümeti de olumlu karşılamış­tır. Padişah Vahdettin de Mondros’tan memnundur. İsmet Paşa bile “mütareke metni okunduğu zaman açık ifade ile göze ba­tacak sakıncalar taşımadığını” belirtmiştir.
Atatürk döneminde (1923-1938) yapılan tarih çalışmaları ve yazdırılan tarih kitapları, 600 yıllık Osmanlı tarihi boyunca yapılan tarih çalışmalarından ve yazdırılan tarih kitaplarından kat be kat fazladır. Türk'e tarihini ilk kez derli toplu olarak öğreten Atatürk'tür. Dolayısıyla, "1928'de alfabe değişti, tarihimizden koptuk" iddiası içi tamamen boş bir iddiadır. "Sanki Osmanlı'da, geçmiş hakkında, Türk tarihi hakkında okuyacak çok şey vardı da harfler değişince bunları okuyamaz olduk!" Türk tarihinin temel kaynaklarının pek çoğu Atatürk Türkiyesi'nce Latin alfabesine çevrilmiştir.
Sayfa 429 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Reklam
1-8 Kasım 1918 tarihleri arasında İngi­lizlerle burun buruna, her türlü tehlikeyi göze alarak “Düşman karaya ayak basarsa ateşle karşılık verilmesini emrettim” diyen Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nın başlamasında herhangi bir rolü yok mudur? Bu Atatürk mü Kurtuluş Savaşı’na sonradan katıl­mıştır? Dahası, o günlerde Atatürk dışında hiçbir asker ya da sivil, Genelkurmaya ve Hükümete “İngiliz işgaline karşı ateşle karşılık verilmelidir” biçiminde rapor yazma cesareti gösterebil­miş midir? Mondros’un hemen ertesinde açıkça düşmanla silahlı mücadeleden söz eden ve bu düşüncesini yetkililere gönderdiği raporlarla belgeleyen “tek adam”, Mustafa Kemal Atatürk değil midir?
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.