Cumhuriyet Türkiyesi'nde Bir Mesele Olarak İslam 1

İsmail Kara

Cumhuriyet Türkiyesi'nde Bir Mesele Olarak İslam 1 Gönderileri

Cumhuriyet Türkiyesi'nde Bir Mesele Olarak İslam 1 kitaplarını, Cumhuriyet Türkiyesi'nde Bir Mesele Olarak İslam 1 sözleri ve alıntılarını, Cumhuriyet Türkiyesi'nde Bir Mesele Olarak İslam 1 yazarlarını, Cumhuriyet Türkiyesi'nde Bir Mesele Olarak İslam 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Hakikat şu ki, biz sadece abeste ısrar ettik. Din derslerinin, Arapçanın mektep programlarından çıkarılması gibi..Din meselesi ihmal edilmeyecekti, kanalize edilecekti. Dini bir cenaze gömme meselesi yaptık. Türkiye müslümandır; bu hakikati unuttuk. Gizli ate'lik yaptık. Her şeyi yerine yenisini koymadan zedeledik." Başar, Atatürk'le Üç Ay, Ahmet Hamdi Başar'ın Hatıraları
Cumhuriyet ideolojisinin bazı dönemlerde ve birçok konuda İslâmla çatışmayı göze aldığı, İslâmla çatışarak bir kimlik oluşturmaya çalıştığı da bir vakıadır.
Reklam
İlk bakışta problem ne kadar farklı gözükürse gözüksün bütün modernleşme tarihimiz boyunca mücadele edilen ve dönüştürülmek istenen İslâm ve müslümanlıktır.
Dini gericiler eline almıştır ve cemiyeti harap etmiştir diye ortadan kaldırmak, cahil şoförler adam eziyor diye otomobilleri kaldırmaya benzer.
Sayfa 49 - Ahmet Hamdi Başar'ın HatıralarıKitabı okudu
Tekkeler kapatıldı, tarikat faaliyetleri ve kültürü yasaklandı. Tarikatlar çok büyük çoğunluğu itibariyle aktif muhalefete geç(e)medi, irâdî olarak doğrudan sistem karşıtlığı yapmadı veya yapısal olarak yapamadı. Fakat zor şartlarda varlıklarını ve her bakımdan çeşitliliklerini bir şekilde sürdürmeyi başardılar. Değişerek devam ettiler. Kendi güçlü gelenekleri ve derin birikimleri ölçü alınırsa zayıfladılar, yeni şartlara uyum teknikleri ölçü alınırsa kuvvetlendiler. Cumhuriyetçiliğe ve hatta Atatürkçülüğe doğru kayan, fötr şapka giyen, kravat takan şeyhler ve tarikat mensupları da vardı, içine kapanarak daha (koyu) dindarlaşan, içe doğru kıvrılarak derinleşen ve sesini yükseltmek için beklemeyi tercih edenleri de vardı.
Sayfa 188Kitabı okudu
... Ahlâk alanıyla ilgili bu problemler yanında bir diğer mühim mesele belirleyicilik açısından siyasetin ahlâkın yerini alması, bir başka ifade ile ahlâkın da siyasetin güdümüne terkedilmesidir. Yakın zamanlara kadar halkın hafızasında bütün kuvvetiyle yaşayan, "nasılsanız öyle idare edilirsiniz" kalıp ifadesi, siyasetin aldığı/alacağı şekli ve muhtevayı ferdi veya ictimai ahlakın, yaşantının tabii bir uzantısı ve devamı olarak görürken, İslâmcı söylem siyasî iktidar ele geçmeden ve tahkim edilmeden ahlâkın kıvam düzeyde veya "doğru" bir tarzda teşekkülünü imkânsız veya zor görmektedir. Bu meseleye, siyasi bir problem olarak İslamın, aşağıdan yukarıya doğru mu (birinci sırada ahlâk) yoksa yukarıdan aşağıya doğru mu (birinci sırada siyaset) sirayet edip yayılacağı zaviyesinden de bakılmalıdır". Bu hat üzerinde İsmet Özel şöyle bir soru vaz edecektir: "Güçlü bir topluma ulaşıp onun müslümanlaşmasına mı, müslüman bir topluma ulaşıp onun güçlendirilmesine mi çalışacağız?" Ne yazık ki bu soru hâlâ ciddiyeti ve ağırlığı ölçüsünde tedavüle girmiş, izi takip edilmiş, tartışılmış bir soru değildir.
Reklam
68 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.