Cumhuriyet Türkiyesi'nde Bir Mesele Olarak İslam 1

İsmail Kara

Cumhuriyet Türkiyesi'nde Bir Mesele Olarak İslam 1 Gönderileri

Cumhuriyet Türkiyesi'nde Bir Mesele Olarak İslam 1 kitaplarını, Cumhuriyet Türkiyesi'nde Bir Mesele Olarak İslam 1 sözleri ve alıntılarını, Cumhuriyet Türkiyesi'nde Bir Mesele Olarak İslam 1 yazarlarını, Cumhuriyet Türkiyesi'nde Bir Mesele Olarak İslam 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Diyanet teşkilatı, nerede ise Cumhuriyet'le yaşıt tarihi süresince, kendisine biçilen yere ve sınırlara sadık kalarak/buna mecbur edilerek Müslümanların din işlerine bakmaktan çok tabiri caizse "devletin din işlerine bakan", devletin felsefî ve siyasî temayülleri, zaman zaman da baskıları doğrultusunda dinî yorumlar yapan, halkın din anlayışını, dini yaşama biçimini dönüştürmeyi amaçlayan bir kurum olagelmiştir. 1982 anayasasının ilgili maddesinde geçen, "Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir" (md. 136) ifadelerinin arkaplanında da bu vardır.
Ahmet Hamdi Başar:
"İslâmlık dünyayı esas tutar; akla dayanır; halk idaresini; ahkâmın zamanla değişeceğini kabul eder; hiçbir dogmaya meydan vermemek, herşeyi akıl hududu içinde mütalaa etmek ister. İslâmlığın ilk kuruluşundaki esas bozulmuş; ayrıca bir din sınıfı meydana gelmiş; onun tahakkümü ve kurduğu müesseseler cemiyeti harap etmiş; bugün din ortadan kalkmıştır. Bizce lâiklikten anlayacağımız mâna, din ile dünyayı ayırmak değil, dinin ayrı bir sınıf elinde olarak dogmalaşmış esaslara bürünerek dünya işlerini tahakkümü altında bulundurmasının önüne geçmektir..."
Reklam
Mustafa Kemal Paşa:
Her şeyden evvel şunu en iptidaî bir hakikat-i diniye olarak bilelim ki, bizim dinimizde bir sınıf-ı mahsus yoktur. Ruhbaniyeti reddeden bu din inhisarı kabul etmez. Mesela ulema, behemahal tenvir vazifesi ulemaya ait olmadıktan başka dinimiz de bunu kat'iyetle meneder. O halde biz diyemeyiz ki, bizde bir sınıf-ı mahsus vardır, diğerleri dinen tenvir dine mefsede hakkından mahrumdur. Böyle telâkki edersek kabahat bizde, bizim cehlimizdedir. Hoca olmak için, yani hakayik-i diniyeyi halka telkin etmek için, mutlaka kisve-i ilmiye şart değildir. Bizim ulvî dinimiz her müslim vemüslimeye amme taharrisini farz kılıyor ve her müslim ve müslime ümmeti tenvir ile mükelleftir.
Mustafa Kemal Paşa Balıkesir Hutbesi
"Ey millet! Allah birdir, şânı büyüktür! Allah'ın selâmeti, âtıfeti ve hayrı üzerinize olsun! Peygamberimiz Efendimiz hazretleri, Cenabı Hak tarafından insanlara hakayık-ı diniyeyi tebliğe memur ve resul olmuştur. Kanun-i Esasi, cümlemizce malumdur ki Kur'an-ı azimüşşandaki nusûstur. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz, son
Ahmet Hamdi Tanpınar:
"Hakikat şu ki biz sadece abeste ısrar ettik. Küçük emr-i vâkileri inkılap ve ilerleme sandık. Din derslerinin, Arapça ve Acemcenin [Farsçanın] mektep programlarından kimsenin haberi olmaksızın çıkarılması gibi. Arkasından dil inkılabı, arkasından münevver enflasyonu ve bütün bir konformizm. (...) Din meselesi ihmal edilmeyecekti, kanalize edilecekti. Biz halkımızı kendi elimizle cahil kuvvete teslim ettik. Dini bir cenaze gömme meselesi yaptık. Türkiye Müslümandır; bu hakikati unuttuk. Laikliğimizi ilan ettik fakat laik olamadık. Gizli ate'lik yaptık ve en sersem yani her şeyi tesadüfe bırakarak. Bu suretle münevver köksüz kaldı. Her şeyi yerine yenisini koymadan zedeledik. İşte Halk Partisi'nin macerası"
Ahmet Hamdi Başar:
"Layıklığın bizde anlaşılmağa başlanan şekilde tatbiki dinsizlikten başka bir şey değildir. İslâmlıkta din ile dünyanın ayrılması dinsizliğin ifadesidir. Bu vaziyette bütün yaptıklarımıza din muhalefet edecek; şapka giyeceğiz, din gavur oldunuz diyecek. Yeni harfler, yeni kararlar, hulasa yenilik namına her ne yaparsak hepsi dinin dışında olacak. Bunları yapan adam kafir sayılacak. Eğer halk dine inanırsa hükümete ve devlete inanmıyacak. Halk ya hükümetsiz veya dinsiz kalacak. (...) Layıklık inkılabını şimdi anladığımız şekilde kabul edince ve İslâmlığı fedaya kalkınca ortaya o mahiyette koyacak hiçbir şey bulamıyacağız ve koyamıyacağız. (...) Bizde dini cemiyetin dışına atmak değil, bilakis inkılabın emrine vererek yaşatmak lazımdır. Camileri yıkıp, terk edip onları yerine Halkevleri yapmak suretiyle maksadımızda asla muvaffak olamıyacağız. Her zaman camide toplanan halka oradan sesimizi duyurmak; oralarını modern Halkevleri haline koymak; din sınıfını ortadan kaldırmak, herkesi din ve dünya namına konuşturmak mümkündür. İslâmlık bu bakımdan en modern, en ileri bir dindir."
Reklam
Geri16
68 öğeden 61 ile 68 arasındakiler gösteriliyor.