Cumhuriyet Türkiyesi'nde Meal ve Tefsirin Serencamı

Mustafa Öztürk
1990'lı yılların Türkiye'sinde ilk olarak, İsmail Ağa cemaatinin manevi-ruhani lideri Mahmud Ustaosmanoğlu'nun riyasetinde bir heyet tarafından telif edilen Rühu'l-Furkan adlı tefsirin ilk cildi yayımlanmıştır (İstanbul 1991 ). Tahriri halen devam eden ve şu ana kadar on yedi cilde ulaşan bu eserde, deyim yerindeyse hakikat ile hurafe harmanlanmış vaziyettedir. Kimi zaman gereksiz fıkhi ayrıntılara yer verilen eserde muhtemelen terğib-terhib gayesiyle çok sayıda asılsız rivayet de hadis diye nakledilmiştir.
Türkçülük ideolojisinin bir tezahürü olarak bazı meallerde öz Türkçe kullanılmış, ancak ortaya çok tuhaf metinler çıkmıştır.
Reklam
Mehmet Akif, hazırladığı tercümeyi teslim etmekten vazgeçince bu iş de Elmalılı'ya yüklenmiş ve sonuçta Elmalılı devletin talebi üzerine Hak Dini Kur'an Dili (Yeni Mealli 1ürkçe Tefsir) adlı eserini telif etmiştir. Elmalılı'mn gerek Türkçe Kur'an, Türkçe ezan ve Türkçe ibadet projelerine muhalif duruşunun, gerekse Kur'an'ı Arapçadan başka bir dile hakkıyla tercüme etmenin imkanına inanmayışının bir göstergesi olarak kullandığı meal kelimesi zaman içerisinde genel kabul görmüş ve yaygınlaşmıştır.
(öz) Türkçe hassasiyetine paralel olarak mütercimler "kıssa"yı öykü ve anlatı, "fazl"ı kayra, "fidye"yi kurtulmalık, "müşrik"i Tanrı uyduran, "zikr"i anekdot, "sebbeha" ve türevlerini anlık diye çevirmişler; aynca Kur'an'daki birçok özel isim, sıfat ve terkibi, "Ahmed=Çok övülmüş", "Kur'an=Okuma" , "Meş'ar-i Haram=Kutsal Anıt" , "ed-Daru'lAhire= Son Yurt" , "Leyletü'l-Kadr=Belirleme Gecesi" , "Sidretü'lMünteha= Sınır Çiğdesi" , "Ehlü'-Zikr=Hatırlatma Halkı" gibi, Türkçe karşılıklar vermeyi tercih etmişlerdir.
"Kur'anın Arapça kutsallığını Türkçeye de yansıtacağım diye Türkçenin canına okumak, hem Türkçeye, hem okuyucuya hem de Kur'an'a büyük saygısızlık olur. "
Daha önce de değinildiği gibi, Cumhuriyet'in ilk yıllarında ortaya çıkan mealler çok ciddi hatalarla dolu olduğu yönünde eleştirilere uğramış ve bu durum Türkiye Büyük Millet Meclis'ine verilen bir önerge ile devletin tefsir ve tercüme işine müdahil olmasına yol açmıştır. Nitekim Elmalılı Hamdi Yazır'ın tefsir ve tercümesi de bu müdahalenin semeresi olarak vücut bulmuştur.
Reklam
29 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.