Bazı buluşmaların ve hissettirdiklerinin de bir sonu vardı. Kalan kalıyordu. Anlatılabilenler de anlatılamayanlar da... Herkesin kendi yolunda gösterebildiği veya gösteremediği yalnızlığa yürümesinin de bir zamanı vardı. Bu duygularla ayrılmışlardı. Birbirlerinde neler bıraktıklarını tam manasıyla bilemeden. Onların sızısı günler aktıkça daha iyi anlaşılacaktı. İçte kalan, asla kapanmayan, varlığı hep hissedilen yaralar gibi.