...Belki de Allah senin göremediğin o şeyleri ben sana göstereyim diye tutup beni bu eve getirmiştir. Belki de seninle ben bir bulmacanın iki ayı parçası gibi yarım yamalak bir yerlerde kalacaktık da kader bizi bir kara tren marifetiyle bir araya getirdi. Yoksa ikimiz de eksik kalacaktık...
Bir şeyi sevmek için ona sonsuz kere bakmak, onun türlü türlü hallerinin hepsini görmek gerekir. İşte ben de ona o kadar çok bakmış, onun her halini görmüştüm ki artık onu sevmemem imkansızdı. Bu, insanın kendi kolunu, bacağını sevmemesi gibi bir şey olurdu.
...Ne de olsa her insanın bir geçmişe ihtiyacı var, üst üste koyduğu zaman parçalarına. Öyle olmasa hiç bu fotoğraflar çektirilir, duvarlara asılır mıydı?...