Belki de seninle ben bir bulmacanın iki ayrı parçası gibi yarım yamalak bir yerlerde kalacaktık da kader bizi bir kara tren marifetiyle bir araya getirdi. Yoksa ikimizde eksik kalacaktık.
.. harflerin kendi aralarında oynar gibi dizilerek türlü türlü anlamlara açılışlarını.Sözlere anahtar oluşlarını.Sözlerin seslere dönüşüp çıktığı dudaklarda ne kadar acıtıcı,incitici,yaralayıcı olabileceğini öğrendim..
Antik-acı. Yaptığı iş buymuş. Bu adam demek ki o yüzden in sanın yüzüne bakar bakmaz bütün geçmişini, o güne kadar çektiği bütün acıyı görür gibi gelmişti bana. Tozlu bir eşyaya bakar gibi baktı bize. Oğuz'la bana. Ve gördü. Zamanın üstümüze ince bir nakış gibi işlediği her şeyi.