You can find Oldest Dağ Divanı books, oldest Dağ Divanı quotes and quotes, oldest Dağ Divanı authors, oldest Dağ Divanı reviews and reviews on 1000Kitap.
Levha IV
geriye neyin boşluğu kalır,ihanet bizden ayrılınca siya?
ihanet,mademki doğurabileceğimiz bir cansa
hançeri bugüne kadar neden taşıdık karnımızda?
madem ki hakim mahkumdur gerçekte
neden bu yargılama?..cevap ver!
madem ki tek hüküm kılıçtır hükümdarda...cevap ver!
madem ki ölenle ölünmüyor gerçekte ip kimin boynunda?
levha.
işte gögsüne
Levha I
topraktan koptu herşey öldürülenler dışında
gittiler.
ayrılıkları için ayin kurup son yağmurlar için yakardıktan sonra
kalan kuşlar için uzun ömürler dilediler
uğultular içinde bıraktılar köyleri
çamurdan,taştan ve sazdan evlerinin arasında
çıplak ayaklar altında binlerce yıl aşınmış taş yollar bıraktılar
arkalarında gittiler.
siyah
Dedimki,ışığa dokunabilirsin,yokluğa dokunabilen gerçek,dokun o kürdi hayale,o dağ kaplanına
Serabın kıyıcı çağrısından sıçrayan
Ve zehirdir sana ışığın bakışı,o kız bilgisi,o okunmaz destan
Çünkü ozan,okunmaz bir kadındır
Hayata derin bir lahit hazırlayan
Lahitte bir yazı,divan
Söylendikçe ikiyüzlü bir bıçak,söylendiği ağızları kanatan
Ve her yazdığı bir mezar yazıtıdır,ancak ölmekle anlaşılan
Ve okunmaz,yıkıcı aşk söylemi eşkiya kitabında
Çünkü hayaldir iran
Hayaldir İsfahan,hayaldir Kürdistan.
Ve gerçek,senin uzak olmandır
O apaçık cinayet,o semavi Kur'an...
Bir halk nasıl öldürülür Siya?
Açmak için zorlayan rüzgar mı yeryüzü vadisini iki yana
senin ellerin mi veya?
Issızlık mı eski mezarlar arasında gezer gibi aramızda gezen, Siya?
Ya neyi bulacağız büyük derinlikte?
Issızlık egemen olmak ister ölülerin üzerinde bile
Demek
herşey unutulmalıdır, anımsamak geleceğe ilişkin bir eylem oluncaya
bütün saatler bir tek ana akıncaya -bir sessizlik anına-
ve bellek çıldırıncaya dek
demek herşey unutulmalı, anılar yaşamamalıdır.
Toprağı kavrayan ellerinden kan damlayıncaya
yani toprak -böylece- kendi anlamını buluncaya kadar
-bizim kanımızla eş olan anlamı-
ellerin toprak oluncaya kadar zorladın göğsünü memleketin,
memleket senin oluncaya
Kürdistan'ın doyacağı şahdamarı bulduk
binlerce yıl sonra, senin boynunda Siya
bütün çeşmeler kızıl şimdi, aynı gerçeğe akıyor güya
Siya, neden varlığımızın infazına hükmeder
hepimizin hasretini yazan fetva?
Sayfa 51 - Do Yayınları / Şiir / 1. BaskıKitabı okudu
Çünkü öz bedenlerimizde tedbil geziyor ihanet
cellad, maske diye yüzümüzü kuşanmakta
demek ki o kadar kara.
—Soru:
Madem ki köleyi azad edemedik efendiden
mesele, efendiyi köleden kurtarmakta
Sayfa 51 - Do Yayınları / Şiir / 1. BaskıKitabı okudu
Geriye neyin boşluğu kalır, ihanet bizden ayrılınca Siya?
İhanet
madem ki doğurabileceğimiz bir cansa
hançeri bugüne kadar neden taşıdık karnımızda?
Madem ki hakim mahkumdur gerçekte
neden bu yargılama? Cevap ver!
Madem ki tek hüküm kılıçtır hükümdarda
cevap ver!
Madem ki ölenle ölünmüyor
gerçekte ip kimin boynunda?
Levha. İşte göğsüne yazılmış, kurumuş kandan siyah işaret, o şarapnel çizgisi
dudaklarının kıyısında zamana ilişkin bir ayet, insana ve asra
Sayfa 53 - Do Yayınları / Şiir / 1. BaskıKitabı okudu
Siya söyle, yalnızca kendine kapanmış kapıların şarkısını
gecenin kanatları çarpıp dururken rüzgarda
Neden gece eziyor yüreklerimizi Siya
elin neden eziyor bizi
neden gözlerin eziyor, ve kanayan yüzümüz ekberin seccadesi güya?
Pusula dönüp hep onu gösteriyor, kendini işaret eder tanrı sürekli
neden harap şehirler ayrılıkların ifadesi Siya?
Ayaklar altında kalan anı parçaları
tablet parçaları, ezilmiş taç yaprakları
Ey eski öykülerin kararmış rengi
Her şey bizden yola çıkıyor Siya, herşey bizden ayrılmakta
ölen her zaman düşlerimizi götürüyor, kavuşturmak için en gidilmez uzağa
Sayfa 54 - Do Yayınları / Şiir / 1. BaskıKitabı okudu