'Eğer', mutluluğun önkoşulu gibi görünür. Eğer daha uzun boylu, daha zayıf olsaydım... Eğer bir sevgilim olsaydı... Eğer bir şampiyon, bir televizyon yıldızı olsaydım... Eğer bir isim, bir evim olsaydı... Eğer piyangoda kazansaydım... 'Eğer'ler dünyası bir girdap, bir hortum, bir kara deliktir. İnsan bir an den. gesini yitirirse, içine yuvarlanmaması olanaksızdır. İyi ama mutluluk yalnızca sahip olmadığımız şeylere mi bağlıdır?