Daha İyi Bir Türkiye İçin Hangi Fikri Yıkalım?
Gökhan ŞenDaha İyi Bir Türkiye İçin Hangi Fikri Yıkalım? Gönderileri
Daha İyi Bir Türkiye İçin Hangi Fikri Yıkalım? kitaplarını, Daha İyi Bir Türkiye İçin Hangi Fikri Yıkalım? sözleri ve alıntılarını, Daha İyi Bir Türkiye İçin Hangi Fikri Yıkalım? yazarlarını, Daha İyi Bir Türkiye İçin Hangi Fikri Yıkalım? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Disiplinler arası bir bilgi birikimi,bunun hazmedilmesi ve ardından ilgili konudaki yasalar çiğnenmeden sonuca varılmasını gerektiriyor.Tarımı sadece tohumla çözmenin mümkün olmadığını savunuyoruz böylece.Eğitimi sadece eğitimciye bırakmanın olanağı kalmadı günümüz dünyasında.Memleketin ekonomisinin toparlanması için iyi bir iktisat politikası olması da yetmiyor.Sanayinin çarklarının dönüş biçimini konuşmalıyız.Hukukta olduğu gibi,esastan önce usûl!
Yasaklardan otoriterliğe
Devamlı komut alıp vererek büyüyen insanlar ne olur? Hepimiz biliyoruz: komut budalası! Komut almaya alışarak yetiştiği için komut vermeyi de çok seven insan. Bir şeyin nedenlerini araştırma ve analitik düşünme yerine istediğini buyurgan şekilde ifade eden insan. Dediğim dedikçi otoriter ve hoşgörüsüz bir insan. Söylediklerini rasyonalize etme gereği duymayan, dar kalıplar içinde yaşayan bir insan.
Sayfa 286Kitabı okudu
Çocuklar küçük yaşlarda her şeyi merak ediyorlar ve çevrelerinde gördükleri nesneleri nereden geldiğini veya gelişen olayları büyüklerine soruyorlar. Ancak birçok aile bu sonu gelmez sorular karşısında ya vakit harcamak istemediklerinden ya da olayı anlamadıklarından, "Başımıza icat çıkarma şimdi, git başka şeylerle oyna" diye başlarından savuruyorlar. Peki bu cevaplar karşılaşan çocuk ne yapar? Önünde genelde iki seçenek var, ya ailesini dinler başka bir oyun oynar ya da merakını daha da derinleştirip farklı bir şekilde araştırma yapmak ister. Ne yazık ki, aynı olumsuz cevabı birkaç kez alan çocuk daha fazla ısrar etmek istemez ve zaman içinde soru sorma yeteneği de böylece körelir. Topluma belki çok büyük icatlarla katkıda bulunabilecek bir potansiyel iken sıradanlaşır ve zamanın çarkları arasında ömrü geçer. Aslında çocuk yaşta hepimizin başına gelebilecek, çok basit gibi görünen bu olayın geleceğimizde, toplumumuza nasıl uzun vadeli etkileri olabiliyor; o anda hiç düşünmüyoruz.
Sayfa 213Kitabı okudu
Her öğretmen şu soruyla karşılaşır: "Hocam, bütün bu konular ileride ne işimize yarayacak?" Bu soru genellikle de öğretmenin, "Bunları öğrenmezseniz istediğiniz üniversiteye giremezsiniz" veya "Sınavda bunlar çıkacak" demesiyle geçiştirilir. Bu, çocukların okulda sıkıldığının ve bir şey öğrenmek istemediğinin bir göstergesidir. Peki, okullarda gerçek öğrenme nasıl olmalıdır? Ne olursa çocuklar okula seve seve gider? Okullardaki en büyük sorun, "ihtiyaç odaklı" ve "anlatıma dayalı" bir eğitim anlayışı ile çocukları eğitmeye çalışmaktır. Bizim 'ihtiyaç odaklı' eğitimden 'ilgi odaklı' eğitime geçmemiz gerekir. Çünkü çocuklar bizim gibi gelecekte yaşamazlar.
Sayfa 185Kitabı okudu
"Düşünülmez olanın bir süre sonra kaçınılmaz olduğu şartlardayız.."
Toplumu kandırmanın kurnaz zeka, tüketiciyi kazıklamanın ticari zeka, şike yapmanın sportif zeka, iyi niyeti suistimal etmenin kıvrak zeka, halkı kandırmanın kaçınmacı zeka, her türlü manipülasyonun siyasi zeka olarak adlandırıldığı bir yerde en çok yatay zekaya ihtiyacımız var, belli ki mevcutla olmuyor!
Kazançlar sizindi. Üstelik düşük bir riskle. Zararlarsa sosyalize oluyordu.
İnsanlar fikirleri olduğu için değil, olmadığı için endişe duymalılar..
İlgi odaklı eğitim aynı zamanda entelektüel öğrenci yetiştirir. Entelektüel, filozoflardan veya kitaplardan alıntı yapana değil; zorunda olmadığı halde kültürle, sanatla, bilimle ilgilenen insana denir. Bunların temelinde hep ilgi vardır. Yani ilgi odaklı eğitim aynı zamanda entelektüel yetiştirir.
Sayfa 186Kitabı okudu