Dahi Diktatör

Celal Şengör

Dahi Diktatör Sözleri ve Alıntıları

Dahi Diktatör sözleri ve alıntılarını, Dahi Diktatör kitap alıntılarını, Dahi Diktatör en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nutuk, yalnız Türk tarihinin veya dünya askerlik ve politika tarihinin değil, aynı zamanda toplumbilimleri tarihinin de kanımca en önemli eserlerinden biridir.
Reklam
Çünkü ilaçlar iyileştirirdi.
Evet, Atatürk bir diktatördü diyoruz. Niçin bir diktatördü? Bu, ilaç almayı reddeden hastaya, tedaviyi reddettiği için ilacı zorla vermek gibidir.
Sayfa 51 - Ka KitapKitabı okudu
Anlata Anlata Dilimizde Tüy Bitti
Osmanlıca diye bir dil yok. Osmanlıca bir “esperanto”dur, yani bir sürü dilin bir araya gelmesiyle yaratılmış yapay bir dildir.
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir, başka mürşit aramak gaflettir, cehalettir."
Sayfa 87
Kur’an’ın maksadı insanların kafasını anlamadığı seslerle doldurmak değildir. Bir mesaj vermektir. Atatürk bunun farkında, yaptığı ilk işlerden biri de Kur’an’ı tercüme ettirmek oluyor. Şunu söylemek istiyor aslında: İnanıyor musun? Evvela neye inandığını bil, bunu bilmen lazım.
Reklam
“Kaç paket sigara içiyorsunuz?” diye soran doktora: “Üç paket” diye cevap vermişti. Doktor da bunu tek pakete indirmesini söyleyip gittikten sonra Salih Bozok, “Ama Paşam siz zaten her gün bir paket içiyorsunuz” dedi. Atatürk gülerek: “Enayi miyim ben? Bir paket içiyorum desem, herif paketi üçte bire indir diyecekti.”
Atatürk ölmek üzere, diyorlar ki, “Yerine kim geçsin?” “Siz seçin, ben yerime kimseyi bırakmıyorum” diyor, “Millet seçsin” diyor. Dolayısıyla Atatürk’ün diktatörlüğünün sebebi her şeyden ve her şeyden önce bağımsızlığı ve hürriyeti öğretmek, insanlığı, akılcılığı öğretmek.
"Beyler, bu kabul edilemez. Biz esir olarak yaşayamayız."
Reklam
Atatürk diktatördü. Buna hayır diyen tarih bilmiyor demektir. Ama hürriyeti öğretebilmek için bazen diktatörlük gereklidir. Sen bin sene hürriyeti hiç tecrübe etmemiş bir topluma hürriyeti bir tercih olarak takdim edemezsin. Hüsrana uğrarsın. Bugün dahi Türk toplumunun hür olmayı öğrendiğini zannetmiyorum. Siyasi tercihler bunu gösteriyor. Lider arıyor, çoban arıyor kendine insanımız. Halbuki Atatürk, bundan kurtulun diyor. “Ben size hiçbir ayet, hiçbir doktrin bırakmıyorum, kafanızı kullanın. Probleminize göre çözüm getirin.” (...) Kendi fikirlerini “Ben böyle istiyorum” diye empoze etmiyor Atatürk. Ortaya atıyor, tartışıyor, tartışıyor, tartışıyor ve karşısındaki onu yıkamıyor. Sonunda onun fikri galip geliyor ve oy veriliyor. O oylarla alınıyor bütün kararlar. Ama mutlaka ve mutlaka oy isteniyor. (...) Diyor ki, “Bunlar benim fikirlerim dahi olsa bunları millete anlatmam lazım, kabul ettirmem lazım, ancak milletçe kabul edildikten sonra bunları tatbik edebiliriz. Her şeyin başı millettir.”
“Rahmetli dedem anlatırdı; ‘Herkes Atatürk içkiden öldü zanneder. Hayır. Kahrından öldü.’ Derdini anlatacak adamı yoktu. Arkada bıraktıklarından Atatürk’ün gerçekten ne dediğini anlayabilmiş sadece bir kişi var, o da Hasan Ali Yücel’di. Tek bir adam. Onu da nihayetinde İsmet İnönü, Amerika’nın, Rusya’nın, ağaların baskısıyla harcamıştır.”
Her kitabın bir maksadı vardır. Kur’an’ın maksadı insanların kafasını anlamadığı seslerle doldurmak değildir. Bir mesaj vermektir. Atatürk bunun farkında, yaptığı ilk işlerden biri de Kur’an’ı tercüme ettirmek oluyor. Şunu söylemek istiyor aslında: İnanıyor musun? Evvela neye inandığını bil, bunu bilmen lazım.
Atatürk, Bilimsel yöntem ve Karl popper
1. Problemin saptanması (Bu genellikle önceki bilgilerimiz, yani gözlemler veya mevcut varsayımlar ışığında yapılır) 2. Problem çözümü için bir varsayımın uydurulması 3. Varsayımın çıkarımlarının gözlemle denetlenmesi 4. Gözlemlerle çelişiyorsa varsayımın terk edilmesi 5. Genişlemiş gözlem temeliyle uyumlu yeni bir varsayımın uydurulması 6. Yeni varsayımın çıkarımlarının gözlemle denetlenmesi 7. Dördüncü ve sonraki aşamaların sırayla tekrarı
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.