Aşk, çileye ve hüzne yolculuktur. Çünkü, “mutlu aşk yoktur.”
Çünkü mutlu aşkların tarihi tutulmaz, kayıtlara geçirilmez. Mutlu aşklar trajedisi olmayan aşklardır. Şarkılara, destanlara giremezler. Bu yüzden “okuduğumuz kitaplar ve dinlediğimiz şarkılarla” mahvederiz kendimizi.
Her aşk, kendine biriken acıdır ve acı tarihi olmayandır. Tarihi olmayanın pedagojisi de olmaz. Bu yüzden aşk, mutlak acemiliktir.
Aşkta ustalaşmak yaşamdan uzaklaşmaktır.