Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Danaburnu

Oktay Rifat

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Tuhaf bir renkteydi günler, akçıl ve geçmişe benzemeyen yine de zaman iç içe, iç içe değil de tek, Perihan hanımın elinden düşürmediği yün örgüye benziyor. Eski ilmiklerdir bugünün ilmiklerini tutan... Perihan hanımın ördüğü hırkaya benziyor yaşam. Ellisinde, altmışında, yetmişinde biten, kolları, omuz başları, cepleri dikilip sedirin üstüne serilen bir hırka. Zaman geçmiyor, birikiyor.
"Kapalı bir kadındı, içindekini söylemeyen, belki severken sevmeyen, sevmez görünürken seven."
Sayfa 108 - Karacan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Zeynel usta bildiğince kırıyor betonu keserin sırtıyla. Burçak tarlasını, ineği, çoluğu çocuğu düşünüyor. "iki günde bitirir, öbür gün seramikleri döşer nasıl olsa". İşler yolunda. Mutluluğun öznel bir doyum olduğunu düşünüyor Yusuf Kendir. İyi ki öznel. Yoksa kapışılır, parsellenir, Zeynel'lere, pazarcı Ahmet'lere Hürmüz'lere şimdikinden de azı düşerdi.
Şu kaymak tabaka var ya, şu bir giydiğini bir daha giymeyen, şu lüks arabalardan inmeyen, Avrupa'larda dolaşan, karısını kızını, hastalandı mı, yüce profesörlere gösteren kaymak tabaka, hepimiz onun için çalışıyoruz.
Yürüdü, kimsecikler ilgilenmiyordu yürümesiyle. Yoksa göze batmamak mıydı özgürlük!
Para aslanın ağzında derler ya, yalan, para bokun içinde. Ümüğüne kadar o batağa gömülmezsen para kazanamazsın.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
Tuhaf yargılara, olmayacak güçlere tutsaktı insanlar. Gerçekte uçucu, bulutsu ama aşılması olanaksız duvarlar içinde yaşıyorlar, burunlarının bir karış ötesini göremiyorlardı. Bir sisteydiler, iki adım ötesini bulandıran. Çevrelerini kuşatan bu sis içlerini de kaplamıştı. Kişi kendini bile göremiyordu. Bulanıktı çevre, bulanıktı yolcu, doğa, ilişkiler. Ve sevginin yıldızı doğmamıştı daha. Onun ışığı vursa bu karanlığa, belki göz araştırmaya başlar, anlamaya çalışır, anlardı da.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.